|
ve SÜNNET Kitabımızın
ARKA KAPAK yazısı belli oldu.
Bir iş yapacağımız zaman, Kur’an böyle söylüyor, Hadis böyle söylüyor dersek, olur ki hatalı anlamış ve hatalı uygulamış olabiliriz; dolayısıyla insanlar Kur’an ve Sünnet’e yanlış bakabilirler. Bu nedenle şöyle söylenmesi tercih edildi: “Bu benim fıkhımdır/anlayışımdır/görüşümdür”. Ben kendi fıkhıma göre hareket ediyorum. Benim fıkhım (anlayışım) hatalı da olabilir, doğru da olabilir. Zira her müslüman Kur’an ve Sünnet’i okur. Ve okuduklarından bir şeyler anlar. Anladıkları ile hareket eder. Hatalı anlayışlar kişiye maledilir. Güzel, örnek anlayışlar ve hareketler kaynağını Kur’an ve Sünnet’ten alıyor olarak, insanların gündeminde yerini alır.
Usûl arapça bir kelimedir. Asl kelimesinin çoğuludur. Asıllar, esaslar, temel bilgiler, temel kurallar, kolaylaştırıcı kurallar manâsına gelir. Kişi temel bilgileri öncelikle öğrenirse, detay bilgileri kolayca elde eder.
Metod/metot fransızca bir kelimedir. Metod: Belirli bir hedefe gitmek için yolculuğun başlangıç noktasından hedefine kadar gidilecek güzergâhı açık, net ve belirgin biçimde ortaya koyan yol haritası demektir. Yapılması çok zor olan işler, metod öğrenmekle kolayca yapılabilir hâle gelir.
Kur’an bizleri “Evrensel (Yurt’ta Barış, Cihan’da Barış doğrultusunda) Bir Medeniyet” kurmaya yönlendirmektedir. Evrensel bir medeniyetin nasıl kurulacağının metodunu Kur’an bizlere bildirmektedir.
İçtihad/içtihat ise her aşamada vardır. İlk inen beş ayeti (Alak Sûresi’nin ilk beş ayetini) okuyunuz. Burada “OKU” teklifi yer alıyor. Bu oku teklifi ile ilk kastedilenin “indirilen ayeti oku” olduğu su götürmez bir gerçektir. Ancak siz “Oku” teklifini daha detaya indirecek olursanız, kâinatı oku, kâinatı anlatan bilim kitaplarını da oku olarak detay bir anlayış elde edebilirsiniz. İşte bu anlayışınız demek, içtihad yaptınız demektir. İçtihadınız doğru da olabilir, hatalı da olabilir. Sizi bağlar. Ancak herkes oku teklifi ile “ayetleri oku” teklifi yapıldığına inanmak durumundadır. “Ayetleri oku” teklifine inanmaz ise, inkâr etmiş olur, lâkin sizin içtihadınıza inanmaz ise kâfir sayılmaz. Ancak daha sonra gelecek ayetlerde, kâinatı araştırma, bilim oluşturma ile ilgili açık teklifler geliyor. Bu teklifleri inkâr eden kâfir olur.
|
Gerçekten abartmıyorum; okudunğunda görülecek ki:
Bir Devrim niteliğinde “SÜNNET” bakışı; yani SÜNNET, aslına rücu etti de diyebiliriz.
|
SÜNNET gerçek statüsünde yerine oturtulmaya çalışıldı.
Ve ben bu ESERİN içeriğinden tam 18 sayfa, geçenlerde TBMM Yeni Anayasa İçin ÖNERİLERİM adı altında KOMİSYONA sundum.
Aynı zamanda SÜNNET ~ BİR HUKUK USÛLÜ kitabıdır…
Bu eserden yararlanılarak DÜNYA İNSANLIĞININ İYİLİĞİNE KANUN TASARI VE ÖNERİLERİ de çıkartabileceklerdir Hukuk Adamları.
Hani yüzyıllardır hep birileri bizi; “Haydin gelin, şu memleketi idare edin desek ELİNİZDE UYGULANABİLİR BİR KİTABINIZ yok ki; bir memleketi sevk ve idare edebilesiniz”, diye eleştirirlerdi ya Biz Müslümanları; ARTIK BUNU YAPAMAYACAKLAR!..
Bu “VE SÜNNET” adlı eseri okuduklarında görecekler ki; İŞTE KUR’AN’IN UYGULANIŞ BİÇİMİ SÜNNET (BİR HUKUK DÜZENİ) olarak karşılarına çıkacaktır.
Artık dünyanın gidişatı; KUR’AN VE SÜNNET ile sevk ve idare olunmaya doğru gitmektedir.
Bu eser tüm dünya insanlığına ve onların hayırlarına; 21. YÜZYILDA YAŞANILABİLİR VE UYGULANILABİLİR, Kanun Tasarı ve Teklifleri hazırlanabilir KAYNAK BİR ESER olacaktır inşaallah; çalışmak bizden, başarı ve yardım Allah’tandır…
Bir cevap yazın