BUGÜN KARŞIMIZA ÇIKAN İNSANLARIN,
GEÇMİŞTE BİZİM GİBİ OLDUKLARINI UNUTMAYALIM!..
Aşağıda dile getirilen durum savaş hâlinde olduğu gibi, barış esnasında da karşımıza bu ve benzeri insanlar çıkabilir.
Unutmayalım; bugün giysisi hoşumuza gitmeyen, sakalı bıyığı, kaşı gözü, konuşma tarzı, inanç sistemi hoşumuza gitmeyen bir insana; geçmişte bizi kazanmak için çalışan ve güzel davranan insanlar gibi davranalım, bu o insanın en doğal hakkıdır: Onun birgün bizden daha sağlam ve samimi bir inanca sahip olabileceğini düşünerek davranalım…
Bugün karşımızdaki insanı müşrik görüyorsak; unutmayalım ki, bir zamanlar bizler de müşrikler gibiydik, kâfirler gibi inanıyorduk!..
Bence bugün onları en iyi anlayan bizler olmalıyız; dolayısıyla onlara nasıl hitabedileceğini biliyoruz, nasıl davranılacağını biliyoruz… Tabi bu herkes için geçerli olmayabilir; gerçekten anne babası tam teslim olmuş Müslümanlardan olabilir. Ben kendi şahsım için böyle diyeyim daha iyi olur; ben sonradan teslim olan biri olarak, müşrikleri de, kafirleri de çok iyi anlıyorum diyebilirim… Onun için onlara nerede ve ne zaman nasıl davranılacağını az çok bilirim… Bazen bu anlamda bir hata yapıyorsan bana göre; nereden geldiğimizi ve nasıl iman ettiğimizi unuttuğum an başlıyor, diyebilirim…
«94. EY İMAN EDENLER!
Allah;
saldırganları/teröristleri etkisiz kılmanız için,
savaşa izin verdiğinde;
sefere çıkmadan önce gerekli araştırmayı yapın.
Size selâm veren (barış öneren) kimseye,
dünya hayatının geçici menfaatine (ganimete) göz dikerek;
“Sen mümin değilsin” demeyin.
Allah katında pek çok ganimetler vardır.
Daha önce siz de öyle idiniz de Allah size lütufta bulundu.
Onun için iyice araştırın.
Çünkü Allah yaptıklarınızdan hakkıyla haberdardır.» [NİSA SURESİ’nden]
Bir cevap yazın