SÜNNET Hakkında görüşleriniz nelerdir?
1) Sizce SÜNNET nedir?
2) Kaynak ve Delil anlamında yeri neresidir?
3) Sünnet’i inkâr kişiyi küfre götürür mü?
4) Sünnet’i inkâr edenler; Müşrik ya da Kâfir olarak isimlendirilir mi?
5) Bugün Sünnet Anlayışı; Kur’an’a göre yeniden gözden geçirilmeli ve düzenlenmeli midir?
Bu 5 maddelik soruya cevabınızı yazmadan önce bu rakamları 1), 2), 3), 4) ve 5) ayrı ayrı yazarak cevaplarsanız seviniriz.
EN DOĞRU GÖRÜŞE ULAŞMAK ÜMİDİYLE… Dileyen kaynaklardan yararlanarak cevaplayabilir…
Burada, yazının altında bulunan YORUM kısmına lütfen görüşlerinizi yazınız.
Şimdiden ilginize teşekkür ederiz…
Düşüncelerinizden başka insanların da yararlanmasını isterseniz, buyrun sizleri de bekleriz…
HUKUK USÛLÜ ve SÜNNET adlı eser artık yayında:
https://www.sadikturkmen.com/kitap-siparis/
https://www.sadikturkmen.com/e-kitap/
1) 1. Soru için cevabım: Sünnet; ilahi vahyi yaşama yaşatma adına, taif de taşlanmaktır..uhutta zırhına ragmen yaralanmak gazi olmaktır…dogdugun yaşadıgın toprakları terk etmegi zorlanmaktır..aç iken bile ashabını doyurma yoluna gitmektir..hicrettir..kısaca acı ve çile dir..ücretini ödülünü ALLAH cc udan beklemektir..
Bu hz muhammed sav ın hayatındaki sünnetlerden bir kesitdi..kur’an da sünnet, ilahi vahyin inşaası için; bu ugurda can verebilmektir(hz zekeriyya ve hz yahya as)..fravunun nemrutun zülmüne dur diyebilmektir..gereginde baba dan ogul dan ve eş den vazgeçebilmedir.eyüp as gibi dertlere sabr edebilmektir..ve acıdır elemdir zahmetdir sünnet..sadece ödülünü yaratandan bekliyen umuttur sünnet.. selamlarımla…
2) 3. soru için delil;
Rahmân ve Rahîm (olan) Allah’in adiyla.
«1. Nûn. Kaleme ve (kalem tutanlarin) yazdiklarina andolsun ki,
2.Sen -Rabbinin nimeti sayesinde- mecnun degilsin.
3. Hiç süphesiz senin için bitip tükenmeyen bir mükâfat vardir.
4. Ve sen elbette yüce bir ahlâk üzeresin.»
kalem suresi..sünnet; güzel ahlak üzerine olmaktır..ögleki yaratandan övgü gelecek şekilde…
3) 3.soruya cevab; kişisel görüşüm..ahzab 21 e göre sünneti inkar veya hafife alma ilahi vahyi ya anlamama yada inkarı nefsi açısından küfre götürür diye düşünüyorum..küçük günahlar büyük günahların tetikleyicisidir..çünkü büyük ateşler küçük calı çırpı ile tutuşturulurlar..ve sünnet; bu güne kadar gelen ritüellerin (namaz oruç hac ..)gibi ibadetlerinde gösterildigi ve resulun uyguladıgı eylemlerdir..diye düşünüyorum..
5) 5. soru.. en can alıcı soru bu.. aslında hepsini içine alan soru.. sünnet; insan; aile reisi.. baba.. devlet adamı.. komutan.. yaşadıgı toplumun bir ferdi.. peygamber.. beşer.. bunlar tek tek ele alındıgında tabi ki yeniden gözden geçirilmesi evladır.. zevahit sünnetler.. kılık kıyafet.. deve ye binmek.. misvak.. sarık cübbe terkasan saç sakal ayakkabı.. tabi ki bunlardan kast edilen özü bakmak şartıyla.. amaç agız saglıgı ve hijnenik konular.. dişmacunu ve fırça.. mısvak araç araçı amaçdan ayırt etmek şartıyla.. parmaga degil parmagın işaret ettigi yere bakarak.. diye düşünüyorum.. selam ve dua ile..
(Kamilabi Benbilmem Şeyhim Bilir.. Hüseyin ALTINBAY)
Sünnet denilince ben şimdiye kadar namazlarda kıldığımız Sünnet rekatlarını anlıyordum,bu konudaki paylaşımlarınızı okuyana kadar.inancı sağlam bir müslüman olarak tanımlayabilirim kendimi,ancak bu konuda çok cahil kalmış olduğumu anladım,şimdilik anlayabildiğim,Sünnet İslamı yaşama biçimi imiş.Bilgilendirmelerinizin devamını diliyorum,
belki tahmin ettiğinizden daha çok yararlı oluyor…Benim bu konudaki düşünme biçimimi değiştirmiş oldunuz,
Çok teşekkür ediyorum ,Allah razı olsun….
Allah sizden de razı olsun Ayşe hanım. İlginize teşekkür ederiz.
Evet Sünnet’e kavramını maalesef bazı insanlar KUR’AN’IN YAŞAM BİÇİMİ İMANI ve ANLAYIŞINDAN SAPTIRMIŞLARDIR: İşte; sakal, sarık, cübbe, misvak vb. gibi göstermeye çalışmışlardır. Oysa KUR’AN’IN YAŞAM ŞEKLİDİR… Peygamberimizin sav. Kur’an’ı bir yaşam biçimi ile ortaya koyuşudur. Hz. Aişe validemize sorulduğunda: O yaşayan bir Kur’an’dır şeklinde ifade etmişlerdir.
Yani SÜNNET; Peygamberimiz ile yaşanmış olan Kur’andır, diyebiliriz.
Ben bu konuya bugünlerde tartışdığım bir konu ile cevap vermek istiyorum. Konu araf suresi 172. Kendimize şahit tutma ne zaman olduğu hakkında 3 değişik görüş var.1. ruhlar aleminde 2. anne karnında 3. bulüğ çağında. Hocalar hep birinci gör…üşü anlatıyor anlatırkende uydurma hadisleri kullanıyorlar.Müslümanların çoğuda böyle inanıyor diğer görüşleri anlatan yokki. Bundan daha önemlisi herşeyi açıklayan rabbim bu konuyuda a benzeşen ayetlerle en ince detayına kadar işlemiş ve Hz İbrahimlede bunu örneklendirmiş. Aslında hiçbir hadise gerek duymadım.Varılan sonuç anne karnında islam fıtratı ile yaratılmamız ve bulüğ çağında kendimize Şahit olmamız. Daha sonra bulüğ çağı ile ilgili iki hadis buldum ve vardığım sonucu onaylıyordu.Bunuda sunum olarak hazırladım.Tabii bu çalışmamda Kuran merkezli konuşan hocalarımın büyük faydaları oldu. Sünnet ve hadisler bu konuda yardımcı bir kaynak oluyor.Aynı bilim kitapları gibi. Bence ana kaynak olmuyor.Kuran ve Sünnet bütünlüğünü göstermek insanları çok rahatlatıyor daha çok mutmain oluyorlar.Kuran ve Bilim bütünlüğünüde oluşturmakda öyle.Bir yandanda Kurandan konuşmanın en büyük engelide ilgilisiz hadislerin öne sürülmesi.Amma hadis veya sünnet böyle demeleri. Benim hedefim Furkan 30. ayeti kerimeye muhatap olmamak.
Kıymetli yorumunuz için teşekkür ederiz, Tayfun kardeşim… Allah razı olsun. Allah ilminizi ve imanınızı arttırsın inşaallah… Çalışmalarınızda başarılar dilerim…
1- allahın adetidir + adettir onun bunun şunun
2- yeri kurandır allah’ın adetinde degişiklik bulamazsın
3- sünnetin neyini inkar edeceksin ki? adetlerden saglıklı buldunu alırsın bulmadını es gecersin dinde baglayıcı sünnet allahın sünneti onun hadisidir daha başka neye inanacaksın?
4- bu bize düşmez biz görev yetki ve sorumlulumuzun tesbiti için allahın hadislerine kurana muracaat edelim.
5- aynen ve acilen muracat adreside kuran.