Allah bazı kullarının temel eğitimi çin,
yine bazı kullarına (Şuayab as. gibi öğretmenlere) teslim eder.
O mazlum insanlar kimi Musa gibi yurdundan çıkmıştır,
kimi de yurdunda hareketsiz bir şekilde bırakılmıştır.
Ama yakındır dönüşleri…
Allah’ın adıyla mealen;
«14. DERKEN (Musa),
güçlü çağına erişip (zihnen) iyice olgunlaşınca;
ona hüküm ve ilim verdik.
İyilikte bulunanları işte böyle ödüllendiririz.
15. (Musa) halkının haberi olmadığı bir zamanda şehre girdi.
Orada dövüşen iki adam gördü.
Birisi kendi taraftarı, diğeri ise düşmanlık yapanlardandı.
Kendi taraftarı olan kimse,
düşmanlık yapan kimseye karşı ondan yardım istedi.
Musa da diğerine bir yumruk attı, o da derhal ölüverdi.
Dedi ki: “Bu (dövüş) şeytanın işindendir!
Gerçekten o; apaçık, saptırıcı/saldırgan bir düşmandır!”
16. Dedi ki:
“Rabbim! Şüphesiz ben nefsime zulmettim, beni bağışla!”
O da onu bağışladı.
Çünkü O; çok bağışlayandır, çok esirgeyendir.
17. Dedi ki: ”Rabbim! Bana verdiğin nimetlere karşılık,
bundan böyle suçlulara yardım etmeyeceğim.”
18. Korku içinde gözetleyerek şehirde sabahladı.
Bir de baktı ki, dün kendisinden yardım isteyen kişi,
yine kendisinden yardım istiyor.
Musa ona dedi ki: “Şüphesiz sen; apaçık, azgın birisin!”
19. Sonunda;
ikisine de (Musa ve taraftarına) düşman olan o kişiyi,
yakalamak istediği zaman dedi ki:
“Ey Musa! Dün bir kişiyi öldürdüğün gibi,
beni de mi öldürmek istiyorsun?
Sen sadece yeryüzünde bir zorba olmak istiyorsun,
düzeltenlerden olmak istemiyorsun.”
20. Şehrin öbür ucundan koşarak bir adam geldi;
“Ey Musa!
İleri gelenler senin hakkında aralarında konuşuyorlar;
seni öldürmek için!
Hemen burayı terket!
Ben sana öğüt verenlerdenim” dedi.
21. Oradan korku içinde etrafı kollayarak hemen çıktı.
“Rabbim! Beni zalim kavimden kurtar” dedi.
22. Medyen‘e doğru yöneldiğinde de:
“Umarım ki Rabbim beni doğru yola eriştirir” dedi.
BÖLÜM 3
23. DERKEN Medyen suyuna varınca,
suyun başında hayvanlarını sulayan bir insan topluluğu buldu.
Onların gerisinde de,
hayvanlarını sudan uzakta tutan iki kız gördü:
“Sizin durumunuz nedir?” dedi.
Dediler ki: “Çobanlar sulayıp çekilmedikçe biz sulayamayız;
babamız ise çok yaşlı birisidir.”
24. Hemen onların sürülerini suladı.
Sonra, gölgeye çekildi: “Rabbim!” dedi.
“Doğrusu ben bana bahşedeceğin her hayra öyle muhtacım ki!”
25. AZ SONRA utangaç bir şekilde yürüyerek,
iki kızdan birisi ona geldi. Dedi ki: “Babam seni çağırıyor;
bizim için sulamanın ücretini ödeyecek.”
(Musa) ona (kızların babasının yanına) geldiğinde,
başından geçen olayı ona anlattı.
“Korkma!” dedi. “Zalim bir kavimden kurtuldun.”
26. O kızlardan birisi dedi ki: “Babacığım onu ücretle çoban tut.
Şüphesiz ücretli tuttuğun kişilerin en hayırlısı budur!
Üstelik güvenilir güçlü birisi!”
27. Dedi ki: “Şu iki kızımdan birini,
sekiz yıl kalarak hizmet etmen karşılığında,
sana nikâhlamak istiyorum.
Eğer on yıla tamamlarsan bu senin tarafından iyilik olur.
Ben sana sıkıntı vermeyi istemem.
İnşallah beni salihlerden bulacaksın.”
28. (Musa) dedi ki: “Bu seninle benim aramdadır.
İki süreden hangisini yerine getirirsem getireyim,
bana düşmanlık yok. Allah dediğimiz üzerine vekildir.”
BÖLÜM 4
29. VE MUSA sonunda süreyi tamamlayınca,
ailesi ile geceleyin yola çıktı.
Tur’un yanında bir ateş gördü, ailesine dedi ki:
“Siz oturup bekleyin ben bir ateş gördüm.
Belki ben ondan size bir haber veya ateşten bir kor getiririm.
Belki böylece ısınırsınız.”
30. Oraya gelince mübarek yerdeki,
vadinin sağ yanında olan ağaç istikametinden seslenildi:
“Ey Musa! Şüphesiz Ben âlemlerin Rabbi Allah’ım!
31. Asanı at!”
Onun bir yılan gibi titreşerek hareket ettiğini görünce,
geriye bakmadan arkasını dönüp kaçtı.
“Ey Musa!
Dön ve korkma! Şüphesiz sen güvende olanlardansın.
32. Elini koynuna sok, kusursuz bir halde bembeyaz olarak çıksın.
Ve korkudan (açılan) kollarını kendine çek.
İşte bu ikisi, Rabbinden iki delildir.
Firavun ve onun ileri gelen adamlarına!
Çünkü onlar yoldan çıkan bir kavim olmuşlardır.”
33. Dedi ki: “Rabbim! Ben onlardan bir kişiyi öldürmüştüm.
Onların da beni öldürmelerinden korkuyorum.
34. Kardeşim Harun;
dil bakımından benden daha düzgün konuşur.
Onu da beni doğrulayan bir yardımcı olarak,
benimle beraber gönder.
Çünkü ben, beni yalanlamalarından korkuyorum.”
35. Allah buyurdu ki:
“Pazunu kuvvetlendireceğiz/seni kardeşinle destekleyeceğiz.
Size bir güç vereceğiz ki,
ayetlerimiz sayesinde size yetişip erişemeyecekler.
Siz ikiniz ve ikinize tabi olan kimseler galip geleceksiniz.”
36. FAKAT Musa, onlara açık açık ayetlerimizle gelince dediler ki:
“Bu uydurulmuş bir büyüden başka bir şey değildir.
Biz bunu önceki atalarımızdan duymadık.”
37. Musa dedi ki:
“Rabbim kendisinden bir hidayetle gelenin kim olduğunu
ve
bu dünya evinin sonunun kime ait olacağını en iyi bilendir.
Şüphesiz zalimler kazançlı çıkmazlar.”
38. Firavun dedi ki: “Ey ileri gelenler!
Sizin için benden başka bir ilâh olduğunu bilmiyorum!
Ey Hâman! Benim için çamurun üzerinde bir ateş yak da
yüksekçe bir kule yap.
Belki ben Musa’nın İlâhı’na çıkar ulaşırım!
Çünkü ben onun yalancılardan olduğunu sanıyorum.”
39. O ve orduları haksız yere yeryüzünde büyüklük tasladılar.
Ve Bize döndürülmeyeceklerini sandılar!
40. Onu ve ordularını yakaladık! Onları denize attık.
Zalimlerin sonu gör/bak (zihninde canlandır) nasıl oldu!
41. Onlar ateşe çağıran öncüler oldular.
Kıyamet günü asla yardım göremezler.
42. Bu dünyada (inkarlarından dolayı) onları,
rahmetinden uzaklaştırdı/peşlerine lanet (huzursuzluk) taktı,
(bundan dolayı kafirler, bu dünyada asla) huzur bulamadılar!
Kıyamet gününde ise onlar aşağılananlardan olacaklardır.
BÖLÜM 5
43. HİÇ KUŞKUSUZ Biz Musa’ya kitabı verdik,
önceki (zalim) nesilleri helâk ettikten sonra;
insanları bilinçlendirici, yol gösterici ve rahmet olarak!..
Belki düşünüp öğüt alırlar.
44. (SANA GELİNCE) Ey Muhammed,
Musa’ya emri verdiğimiz zaman sen batı tarafında değildin.
Şahit olanlardan da değildin.
45. Bilakis birçok nesiller yarattık da,
üzerlerinden nice ömürler geçti.
Sen Medyen halkı arasında da oturmuş değildin ki,
ayetlerimizi onlara okuyasın.
Ancak (bu bilgileri sana) gönderen Biziz.
46. (Musa’ya) seslendiğimiz zaman,
sen Tur’un yanında da değildin.
Ancak Rabbin’den bir rahmet olarak senden önce kendilerine,
bir uyarıcı gelmemiş olan toplumu uyarmak için!
Belki düşünüp öğüt alırlar!..
47. Kendi elleriyle yaptıkları yüzünden,
onlara bir musibet isabet ettiğinde: “Rabbimiz!
Keşke bize bir elçi göndersen de ayetlerine tabi olsak
ve
müminlerden olsak” diyorlar.
48. ONLARA katımızdan gerçek geldiği zaman:
“Musa’ya verilenlerin eşi buna da verilmeli değil mi?” dediler.
Oysa daha önce Musa’ya verileni inkâr etmemişler miydi?
“Birbirini destekleyen iki sihir” dediler.
“Ve biz hepsini inkâr ederiz“ dediler.
49. De ki: “Öyleyse Allah katından bu ikisinden daha doğru olan
bir kitap getirin de ben de ona uyayım.
Eğer doğrulardan iseniz!”
50. Yok eğer sana cevap veremezlerse artık bil ki,
onlar kendi arzularına uyuyorlar.
Kendi keyfine uyan kimseden daha sapık kim olabilir?
Allah’tan bir yol gösterici olmadan doğru yol nasıl bulunacak?
Şüphesiz ki Allah zalim kavme huzur vermez.
BÖLÜM 6
51. GERÇEK ŞU Kİ, sözü/vahyi onlara aralıksız yetiştirdik.
Belki (ayetler üzerinde) düşünüp öğüt alırlar, diye.
52. Bundan (Kur’an’dan) önce,
kendilerine kitap verdiğimiz kimseler,
buna (Kur’an’a) inanırlar.
53. Onlara okunduğu zaman:
“Ona inandık. Şüphesiz o, Rabbimizden gelen gerçektir/haktır.
Şüphesiz biz bundan önce de müslümanlar idik” dediler.
54. İşte onlara sabretmelerine karşılık mükâfatları iki kez verilir.
Onlar kötülüğü iyilikle savarlar
ve
kendilerine verdiğimiz rızıktan harcarlar.
55. Boş ve saçma bir söz işittikleri zaman ondan yüzçevirirler.
“Sizin işleriniz size bizim işlerimiz bize.”
“Size selâm olsun/iyi günler olsun!
Biz cahilleri istemeyiz” derler.
56. GERÇEK ŞU Kİ; sen sevdiğin kişiyi doğru yola iletemezsin,
yalnız Allah’tır yola gelmek isteyen kimseyi doğru yola ileten!
Zaten O doğru yola layık olanları da en iyi bilendir.» [KASAS SURESİ’nden]
Bir cevap yazın