|
Şeker hastası bir arkadaşıma birisi;
“Senin damarlarında olan şeker, aslında CİN’dir” dedi.
Mektup Tadında Bir Deneme Yazısı
Cengiz PALACAN
(Araştırmacı – Düşünür – Yazar)
Bugün değerli bir kardeşim ile birlikteydim. Kendisi doktor ve inançlı bir kardeşimiz, hatta ona senin sitenden söz etmiştim. İncelemiş ve de senin Mealini özellikle okumak istediğini bana ifade etti. Bu arada bana bir olaydan bahsetti.
Konu şu; kerameti kendinden meçhul x hocalardan birisini televizyonda izlemiş. Bu x hoca ki (çok popüler son zamanlarda) demiş ki: ‘’Peygamber Efendimiz Çarşamba günü kan alınmasına kesinlikle karşıymış‘’. Doktor arkadaşım diyor ki: ‘’Cengiz abi, Peygamberimizin yaşadığı dönemlerde kan transfüzyonu mu vardı, hangi laboratuarlarda hangi kan tetkikleri yapılıyordu?‘’
Bu olayda da açıkça görüldüğü gibi; eğer insanlar Allah’ın vahyinden koparlarsa yani Kur’an’daki İslam’dan uzaklaşırlarsa, bu sefer doğa boşluk sevmediği için ortaya bu tür şarlatanlar çıkıyor. Bu noktada temel sakınca şu ki; bu şarlatanların ortaya attıkları bu saçmalıklar insanlar tarafından sanki dinin verileri olarak algılanıyor.
Bu olay bana şahit olduğum başka bir olayı anımsattı. Benim gibi juvenil diabet (insüline bağımlı şeker hastası) olan bir arkadaşım var. Bir gün bu hocalardan birisi bu arkadaşıma diyor ki; “Bak senin ilacın geldi ‘’. Arkadaşım da doğal olarak sanıyor ki, bu kişi kendisine diabete iyi gelen alternatif bir ilaç önerecek. Neden sonra bir bakıyor ki: “İlaç” bir insan. Bu “ilaç” yani o insan, arkadaşıma şöyle bir bakıyor ki: “Sendeki şeker aslında cin, bu cin benden korkar, ama yine de sen diyetine de dikkat et.”
Şimdi bu olayı kısaca bir analiz edelim:
A – Varsayalım ki arkadaşım bu “ilaca” yani insana inandı ve düşündü ki; yaa nasıl olsa artık cin kaçacak ne gerek var insülin kullanmaya ve de bu düşüncesi paralelinde insülini bıraktı. Bakın % 99 ne olur biliyor musunuz ? Hiperglisemi (yüksek şeker koması) ve de sonrasında diabetik ketoasidoz (kan da keton zehirlenmesi). İsteyen var ise denesin bir bakalım. Ben insülini birkaç kez bıraktım yukarıda anlattığım tablonun oluşma durumu % 100’dü.
B- Varsayalım ki arkadaşım cin olgusuna inandı ve de diyetine daha özen göstermeye dikkat etti. Büyük bir olasılıkla şekeri daha regüle olacak ve büyük bir olasılıkla sanacak ki cin gittiği için (nereye gittiyse) şekeri düştü. İşte bilimde bu tür vakalara “hayali korelasyon” (hayali neden sonuç ilişkisi ) deniliyor. Sadık abi bir de bu olayda özellikle dikkati çekmek istediğim bir zeka var. Bu arkadaşıma “cin benden korkar” diyen kişi aynı zamanda da ekliyor; “Ama diyetine de dikkat et.” Demem o ki aslında bu kişi belki de kendisi de cine falan inanmıyor ama biliyor ki diyet ile kan şekeri arasında bir ilişki var (diyete özen gösterilirse kan şekeri düşer), düşünce de diyecek ki; “Ben cini kovdum”.
Senin Mealinin başında “aklın ve bilimin ışığında meal” vurgusu çok ama çok önemli bana göre.
O zaman bilimin verilerine bir bakalım. “Senin içine cin girmiş” hipotezi bilimsel bir hipotez değildir. Çünkü bir hipotezin bilimsel olabilmesi için test edilebilir olması gerekir. Allah aşkına bir insanın içine cin girip girmediği nasıl test edilebilir.
Sevgili ağabeyim buradan benim cine inanmadığım anlamı çıkmasın. Sadece diyorum ki bu durum test edilemez.
Şimdi de tarihte biraz gerilere gidelim. Yıl 1691 – 1692, yer Amerika’nın Salem kenti. 20 kişi yağlı iplerle idam ediliyor, suçları ruhlarına cadı girmesi. Konu şu, bir papazın evinde papazın kızı ve arkadaşları oyun oynarlarken birdenbire kendilerini yerden yere atmaya başlıyorlar, halisülasyonlar görüyorlar, vücutlarına iğneler batırıldığını hissediyorlar.
Doktor çocukları muayene ettikten sonra diyor ki; “Çocuklar sağlam ama içlerine cadı girmiş”. Hadi buyurun cenaze namazına. Peki suçlu kim? Tabii ki papazın evindeki Karayipli köle Tituba. Tituba paçayı yırtmak için başka kişileri suçluyor. Sonuçta kendisi kurtuluyor ama 20 kişi idam ediliyor. Tarihe geçen bir olgu; “Salem Katliamı”.
Peki gerçek ne? Sonradan anlaşılıyor ki, Tituba çocuklara çörek yapıyor. Çöreğin içinde Çavdar mahmuzundaki (bir çeşit mantar) ergot alkoloidi bu olgulardan sorumlu. LSD’nin elde edildiği Liserjik asit de bir çeşit ergot alkoloidi.
Sadık ağabey bakar mısın 300 yıl öncesi ile şimdi arasında pek de bir fark yok. Evet bilişim de, teknik de akılalmaz ilerlemeler var ama hepsi o kadar.
Şimdi birisi çıksa bu tarz şarlatanların ipliğini ortaya çıkarmaya başlasa ve de bu kişi şeker hastası olsa. Belki bu kişiler zarar göreceklerini düşünüp diyecekler ki; “Bu kişinin içine cin girmiş, çıkarmak için bu kişinin yakılması gerekir”.
Olmaz olmaz dememek lazım, çünkü; olmaz olmaz!..
İşte değerli abim; “Aklın ve Bilimin Işığında Ku’an Meali” çalışman bu açıdan çok ama çok önemli.
Aydınlık olmaz ise ortalığı karanlıklar kaplar.
Kur’an’ın aydınlığının hepimizi aydınlatması dileğimle, bayramını en içten dileklerimle kutlarım.
Sevgi ve Saygılarımla
Değerli dostum; gerçekten çok etkileyici bir analiz. Doğrusu sana nasıl teşekkür edeceğimi bilemiyorum. Bizi engin bilgi, tecrübe ve yaptığın analizlerinle aydınlattığın için müteşekkirim…
iyi günler bn şeker komasına girdim ve sırtımda yarlar çıktı san ki ölecek gibiyim can çekiyorum sizce ne yapmalıyım iş geçmeden bana yardımcı olun lütfen ailem iğneden olduğunu söylüyor ama bn şeker hastası olduğum için dediğimde inanmıyorlar sırtımda ki yaralar iğneden alerzim olduğu için miş ama bn şeker komasına girdim eminim acaba ölecek miyim merak ediyorum bilgisayardan araştırdım bütün belirtiler var ölecek miyim ??? lütfen yardım edin bana şu anda ben can çekiyorum bunları yeğenim Gökhan yazıyor size yalvarıyorum bana yardımcı olun tek isteğim ölecek miyim onu söyleyin daha yeni ewlendim 4 günlük evliyim nikah gecesinden sonra sabah uyandım öğlene doğru fenalaştım sevgi ve saygılarımla cevap bekliyorum iyi günler.
Sevgili arkadaşım; “Kimin ne zaman ve nerede öleceğini ancak Allah bilir”. Siz lütfen acilen Hastaneye başvurun… Tıbbi müdahale yapılması gerekebilir.