“Onlar ayaktayken,
otururken
ve
yanları üzerine yatarken Allah’ı hatırlarlar (düşünürler).” [Ayet]
|
|
|
«1. YARATAN Rabbinin adıyla oku/okuyup paylaş!
2. O insanı alaktan (embriyodan/bir hücreden) yarattı.
3. Oku, Rabbin sayısız ikram edendir.
4. O, kalem ile öğretti.
5. (O), insana bilmediklerini öğretti.
6. HAYIR HAYIR (okumamaktan) sakın!
Her insan;
(Kur’an’ı anladığı dilde okumaz
ve
Rabbini Kur’an’dan tanımazsa) azar/azgınlaşır,
7. kendini müstağni/yeterli görmekle!» [ALAK]
«1. EY SEN; kendisine ağır bir sorumluluk yüklediğimiz!
2. Geceleyin kalk/gecenin büyük bir kısmında ayakta/uyanık dur;
3. gece yarısında
veya ondan biraz eksilt
4. ya da onun üzerine biraz ilâve et
ve
Kur’an’ı ağır ağır/üzerinde düşüne düşüne oku,
(tabiat ayetleriyle çelişkisiz biçimde) anlamaya çalışarak!..
5. GERÇEK ŞU Kİ; (Açıkeğitim ve Öğretime yönelik faaliyetler için),
Biz sana sorumluluk yükleyen ağır bir söz bırakacağız.
6. Şüphesiz gece (kalkışı, Kur’an’ı okuma/anlama bakımından),
tesirce şiddetli (anlayışça daha uygundur)
ve
özümleme (kavrayış) bakımından daha etkilidir.
7. Çünkü,
senin için gündüz vaktinde uzunca bir meşguliyet vardır.
8. Rabbinin ismini an
ve
(şimdiye kadar din adına edindiğin bilgileri bir tarafa bırakarak)
tüm yeteneklerinle ona (Kur’an’a) odaklan.
9. (O), doğunun ve batının Rabbidir (Sahibidir).
O’ndan başka İlâh/Tanrı (ibadet edilecek) yoktur.
Öyleyse, yalnızca O’nu vekil edin.» [MÜZZEMMİL]
«20. (…) Bundan böyle,
sizin için tamamı kolaylaştırılmış olan Kur’an’ı,
kolayınıza geldiği gibi okuyabilirsiniz!» [MÜZZEMMİL]
«18. Öyleyse;
Biz onu (Kur’an’ı bir bütün olarak) toparladığımızda,
sen de hemen sana okunana (ondan çıkan hükme) uy!
19. Zaten onu açıklamak Bize aittir.» [KIYAMET]
«200.Eğer şeytandan kötü bir düşünce seni dürtüklerse/kışkırtırsa,
hemen Allah’a sığın (Allah’a yalvar/dua et.)
Şüphesiz O işitir, bilir.
201.Allah’tan korkanlara şeytandan bir fısıltı/vesvese dokununca,
iyice düşünür (Rablerini/Zikri/Kur’an ve ayetlerini) hatırlarlar.
İşte o zaman gerçeği görürler!» [ARAF]
«190. GÖKLERİN ve yerin yaratılışında,
gece ile gündüzün birbiri ardınca gelip gidişinde,
aklını düzgün kullananlar için elbette ibretler vardır.
191.Onlar ayaktayken,
otururken
ve
yanları üzerine yatarken Allah’ı hatırlarlar (düşünürler).
Göklerin ve yerin yaratılışı üzerinde de düşünürler:
“Rabbimiz!
Bunu boş yere yaratmadın, Seni eksikliklerden uzak tutarız.
Bizi ateş azabından koru” derler.
192. “Rabbimiz!
Sen kimi cehennem ateşine sokarsan onu rezil etmişsindir.
Zalimlerin hiç yardımcıları yoktur”.
193. “Rabbimiz! Biz; ‘Rabbinize iman edin’ diye imana çağıran
bir davetçi işittik, hemen iman ettik.
Rabbimiz! Günahlarımızı bağışla, kötülüklerimizi ört.
Canımızı iyilerle beraber al.”
194. “Rabbimiz! Peygamberlerin aracılığı ile bize vadettiklerini ver.
Kıyamet günü bizi rezil etme.
Şüphesiz Sen vadinden dönmezsin.”
195.Rableri, onlara şu karşılığı verdi:
“Ben; erkek olsun, kadın olsun,
sizden hiçbir çalışanın yaptığını zayi etmeyeceğim.
Sizler birbirinizdensiniz.
Hicret edenler,
yurtlarından çıkarılanlar,
yolumda eziyet görenler;
savaşanlar
ve
öldürülenlerin de andolsun günahlarını elbette örteceğim.
Allah katından bir ödül olmak üzere,
onları içinden ırmaklar akan cennetlere koyacağım.
Ödülün en güzeli Allah katındadır.”» [AL-İ İMRAN]
Bir cevap yazın