Kur’an İslâm’ı öyle bir Din’dir ki; Savaş Hukuku da dahil,
herhangi bir durum ve ortamda: Çocuklara, Kadınlara, İhtiyarlara
ve dahi Ağaçlara, Ürünlere bile asla zarar verilmez!..
SEKSENYEDİNCİ İNEN SÛRE:
BAKARA SÛRESİ
BAZI AYETLERİN İNİŞ SEBEBLERİ
Her insan gibi Hz. Muhammed de bir insandı. Bildiklerini
açıklama özgürlüğü olmalıydı. O bu özgürlüğü kullandı.
Lâkin bu özgürlüğünü kullanmasına karşı çıktılar.
Konuşturmak dahi istemediler. Eziyet ettiler. Uluslararası
hukuk dilinde bir ifadeyle; bir nevi haksız yere savaş ilânı
yapıp, öldürmeye tam teşebbüs ettiler. Halbuki Hz.
Muhammed, karşı tarafın hiçbir hukukunu çiğnememişti.
Eğer Medeni Sûreler’e geçmeden evvel, böyle bir hayatın
yaşandığını bilmezseniz, Medeni Sûreler size anlamsız
gelir. Sizin başınıza böyle olaylar gelseydi ne
düşünürdünüz? Hz. Muhammed bir insandı. İnsanlarla
olan münasebeti hukuk düzeyinde sürmekteydi. İnsani
haklarını onun da kullanmaya hakkı vardı. Konuşma ve
ifade hürriyeti onun için de vardı. Bu konuşma ve ifade
hürriyetini tanımadılar. Eziyet ettiler, öldürmeye teşebbüs
ettiler. Bu yüksek karakterli insanı vatanından ayrılmak
zorunda bıraktılar. Siz olsaydınız bu olaylardan sonra ne
yapardınız… Üstelik kovalanmış iseniz, öldürülmek istenmiş
iseniz… Ve artık öyle bir kesişme noktası gelir ki,
ölmemek için öldürmek zorunda kalabilirsiniz. İşte bunun
adına da haklı bir savaş ilânı denilir.
Bu olayların üzerine Bakara Sûresi’nden şu ayetler
geldi:
190. SİZİNLE SAVAŞANLARAkarşı,
siz de
Allah savaşmanıza izin verdiği için savaşabilirsiniz.
Ancak aşırı gitmeyin.
Çünkü Allah aşırı gidenleri sevmez.
191. Onları (size karşı savaş açanları sizinle savaş halinde iken)
nerede yakalarsanız/bulursanız etkisiz hale getirin.
Sizi çıkardıkları yerden (Mekke’den) siz de onları çıkarın.
Fitne (insan hakları ihlalleri),
adamı öldürmekten daha çok eziyet verir.
Yalnız Mescid-i Haram yanında,
onlar sizinle savaşmadıkça siz de onlarla savaşmayın.
Sizinle savaşırlarsa,
(siz de savaşıp) onları etkisiz hale getirin.
Kâfirlerin cezası böyledir.
192. Eğer onlar (savaştan ve küfürden) vazgeçerlerse,
(şunu iyi bilin ki) Allah çok bağışlayandır,
çok merhamet edendir.
193. Fitne/zulüm/şirk (insan hakları ihlalleri) kalkıncaya
ve
din (insan hak ve özgürlükleri gereğince,
saldırganlara ne yapılacağını ifade eden hukuk düzeni)
Allah’ın önerdiği şekilde oluncaya kadar onlarla savaşın.
Eğer (sizinle savaşa) son verirlerse,
zalimlerden başkasına düşmanlık yoktur.
194. HARAM ay haram aya karşılıktır.
Hürmetler (saygı gösterilmesi gereken şeyler) karşılıklıdır.
Kim size saldırırsa,
size saldırmasına karşılık siz de ona karşı kendinizi savunun.
Allah’tan korkun
ve
bilin ki,
Allah takva sahipleri ile beraberdir.
195. Allah yolunda harcayın (harcayabilmek için üretimi artırın).
Kendinizi,
(kültürel, siyasi, iktisadi, askeri pasiflikle) tehlikeye atmayın.
İyilik edin,
şüphesiz Allah iyilik edenleri sever.
216. SAVAŞ hoşunuza gitmediği halde (saldırganlara karşı),
size farz kılındı/izin verildi.
Bazen Allah’ın bildirdiği bir şey,
sizin için hayırlı iken siz onu hoş görmüyorsunuz.
Bazen Allah’ın bildirdiği bir şey,
sizin için kötü iken siz onu seviyorsunuz.
Allah bilir, siz bilmezsiniz.
219. SANA içkiyi ve kumarı sorarlar.
De ki: “Onlarda hem büyük günah, hem de insanlar için,
(sizin bilmediğiniz görünmeyen bazı) yararlar vardır.
Ama kötülükleri yararlarından daha büyüktür.”
YİNE sana Allah yolunda ne harcayacaklarını soruyorlar.
De ki: “İhtiyaçtan fazlasını!”
ALLAH size ayetleri böyle açıklıyor,
umulur ki düşünürsünüz. [BAKARASURESİ’nden]
Savaş ilânı ile ilgili, uluslararası hukuku ilân etmek
farz-ı kifâyedir.
Savaşı başlatan taraf müslümanlar olamaz.
Karşı taraf savaş başlattıktan sonra, savaşı başlatan
ülkede bir hukuk düzeni kuruluncaya kadar savaşı
sürdürmek farz-ı kifâyedir.
Herhangi bir insan kâfir, müşrik, münafık olduğu için
öldürülmez. Savaş hukuku içinde gerekenler yapılır.
Savaşta kasıtlı olarak çoluk, çocuk, kadın, siviller
öldürülmez.
Özellikle savaş suçluları aranarak, yaptıklarına denk bir
karşılık ile savaşılır.
Savaş halinde vatandaşlardan, ihtiyaçlarından arta
kalanı ordunun masrafları için kullanabileceklerine izin
verilmiştir.
Hırsızlık, sömürü, iftira, uyuşturucular, zina; insanları
suça, cinayete, savaşa sürükleyen nedenlerdendir.
Sömürgeci zihniyet, ihtiyaç duyacağı malları elde etmek
için savaş senaryoları hazırlar. İnsanları savaşa sokmak
için plânlar hazırlar.
Mallarını yüksek fiyata satmak için savaştan çıkar umut
eder.
Hukuka dayanmadan hiçbir eyleme İslâm meşruiyet
tanımaz.
İslâmiyet hiç kimseyi inanç ve fikirlerinden dolayı katletmeyi
meşrû görmez.
Kur’an’ı incelerken bir hüküm hukukî midir, ahlâkî
midir? Bunu iyi ayırmak gerekir.
– Hukukî ise, insanla insanın karşılıklı hakları ile ilgilidir.
Devlet hukukla idare edilir. İnsanlar hukuka saygı gösterir.
Ahlâk ise kişinin özel yaşantısıdır. Kişi Ahlâka uyması
veya uymamasından dolayı mahkeme önüne
çıkarılamaz.
Kur’an’da insanların insanlara karşı haklarının neler
olduğu yazılıdır. Bunu hukukçular yasa haline getirecektir.
Bunun haricinde kalanlar ise ahlâktır.
_________________________________________
Kaynak: “HUKUK USÛLÜ ve SÜNNET, Sh. 277-280, Birinci baskı, İstanbul 2012”.
Kitap Teminiz İçin: http://kitap-ekitap.com/14-hukuk-usulu-ve-sunnet.html
Bir cevap yazın