Bilim ve İş (üretim) Adamları olarak: İHTİYAÇLARIMIZ
İnsan doğar, bazen ağlar. Bir ihtiyacı vardır, bir yeri ağrımıştır. Çevresinde olanlar ihtiyaçlarını temin etmeye çalışır. Süt, su, mama, bez ,giysi gibi ihtiyaçları sevgiye, şefkate de ihtiyacı vardır. Öğrenmeye ihtiyaç vardır. Sık sık sorar. Bunun adı nedir? Ne demektir? Çevresindekiler bildikleri kadar cevap verirler. Çocuklar belirli bir yaşa kadar her söyleneni doğru sanar.
Belirli bir yaşta “evlilik” duyguları oluşur. Bu oluşum ile birlikte zekâsı doğru ile yanlışı muhakeme edebilecek bir düzeye gelmiştir. Artık her duyduğuna inanmaz. Düşünür, araştırır ve kendi karalarını kendisi verir. İhtiyaçlar devam etmektedir. İhtiyaçların neler olduğunu konusunda farklı kararlar oluşur. Bir karara göre sigara ihtiyaçtır. Bir kara göre değildir. Bir karara göre esrar, ihtiyaçtır. Bir karara göre değildir. Bir karara göre polis ihtiyaçtır. Bir karara göre değildir.bir karara göre din, ihtiyaçtır. Bir karara göre değildir. Ve insanlar binlerce yıldır nelerin ihtiyaç olduğunda, nelerin ihtiyaç olmadığında ittifak etmiş değillerdir
Her insan kendi kararlarına göre ihtiyaçlarını temin için çalışır. Kararları farklı olduğu için, bu farklı kararlar, bazen insanları karşı karşıya getirerek çatışmaya yol açar. Toplumların da toplum olarak ihtiyaçları vardır.
İhtiyaçlar doğadan elde edilmektedir. Nüfus artmakta, doğadan ihtiyaçları temin etmekte, zorluk oluşturmaktadır. Bazı insanlar fazla çaba harcamadan ihtiyaçlarını temin etmek isteyince, fazla çaba harcayan insanları sömürmeye yönelmektedir. Bu zıtlaşma beraberinde birçok problemlere yol açmaktadır.
Doğada kadın sayısı ile erkek sayısı arasında genel bir denge vardır. Bu denge savaşlar ile bozulunca beraberinde yeni problemler de gelmektedir.
Güzel ve çirkin kavram sübjektif olmasına rağmen genel bir sınıra kadar objektiftir. Güzellerle dolaşmak isteyenler arasında zaman zaman paylaşım kavgaları olmakta. Her iki taraf da kendi ihtiyaçlarını öne sürmektedir.
İnsanları harekete geçiren en önemli etken ihtiyaçlarıdır. İnsan bir şeyi ihtiyaç olarak kabul edince, elde etmek için peşine düşmektedir. Bazen bu yolda istismarcılar da görülmekte, ihtiyaç peşinde koşan insanlara vaatlerde bulunarak, aldatma olayları oluşabilmektedir. İnsanın aldatılması da, aldanması da ihtiyaçları konusunda sağlıklı, doğru, iyi, güzel, faydalı haklı anlayışlara sahip olmayışından kaynaklanıyor. İnsanlar “gerçek ihtiyaçlarım nelerdir?” konusunda doğru ve haklı bir anlayışa ulaşmalıdır.
A― BİREYLERİN İHTİYAÇLARI
a) Zekânın İhtiyaçları
1― Beş duyu organının sağlığı
2― Yazılı ayetler ve çevirileri
3― Bilimsel kitaplar
4― Okullar (İlköğretim, Lise, Yüksekokul vs.)
b) Kalbin (düşünebilen duyguların) ihtiyaçları
1― Allah’ı sevmek ve mutluluk içinde cennette sonsuz yaşamak arzusu.
2― Allah’tan korkmak ve sonsuz azap ve cehennemden kaçınmak arzusu.
3― Şefkat ve merhamet ve bunlardan doğan sevgi, acıma, fedakârlık vb.
4― İbadet, moral, helal, eğlenme vb.
c) Bedenin İhtiyaçları
1― Beslenme, giyinme, korunma, çalışma, dinlenme vb.
2― Konut.
3― Aile ( eş ve çocuklar)
4― Binek (araba vb.)
B ― TOPLUMLARIN İHTİYAÇLARI
a) Vatan: Sınırları belirlenmiş, hukuk gereğince üzerinde yaşanılan yeryüzü parçası.
b) Hukuk: İnsanların birbirlerine karşı hakları.
c) Kamu kurumları:
1― Evrensel Yüksek Adalet Kurumu
2― Devletler
3― Belediyeler
4― Güvenlik Kurumları
5― Seçim Kurumları
6― Ticaret Kurumları
C ― ÇEVRENİN İHTİYAÇLARI
a) Temizlik: Temiz birey, temiz toplum, temiz çevre.
b) İmar: Alt yapı (kanal, su, yol, elektrik vb.) köprü, baraj, otobanlar, demiryolları, uluslar arası yollar, plânlı kentler, plânlı iş yerleri vs.
c) Bakım: Çevrede bulunan ağaç, hayvan ve eşyalar bakıma muhtaçtırlar. Gerekli şeylerin bakımı yapılmalıdır.
Yenilecek, içilecek, giyinilecek şeyler zekânın sağlığına zararlı olmamamsı gereklidir. Müstehcen giysiler, hamr (her türlü uyuşturucular) pis kokulu yiyecekler, insan sağlığını tehdit etmektedir. İnsanı yaratan Allah olduğuna göre sağlığını tehdit eden maddeleri en iyi bilen Allah‘tır. Allah bir misalle bunu bütün insanlara hatırlatmıştır: “Domuz eti yeme” diye emretmiştir. Böylece, ilk bakışta “Bir eti yemekten ne çıkar?” diyen insanoğlu, bu işin hikmetini henüz kavramış değil. Varsayalım ki, domuz eti ile sığır eti arasında hiçbir fark olmasın. Bir etin yasaklanması ile Allah’ın yasak koyucu olduğu hatırlatılmaktadır. Bakalım kim bu yasağa hürmet edecek? Kim isyan edecek? Allah’ın yasak koyduğu işlerin sayısı örneğin “on emir” gibi az ve sınırlıdır. Serbest bıraktığı işlerin sayısı çok, saymamıza imkan yoktur.
Sonuç olarak Allah’ın yasak olarak bildirdiği işler, ihtiyaçlar olarak kabul edilmeyecektir. Yasak olmayan işler ise nüfus durumuna, doğa kaynaklarına göre, gelişmişlik düzeyine göre akıl ve bilim tarafından ihtiyaçlar olarak tespit edilecektir.
İhtiyaç: Allah’ın yasak olarak bildirdiği işler dışında kalan, eksikliğini hissettiğimiz her türlü malzeme ve işlerdir..
Bir cevap yazın