28 Kasım 1997 Cuma, Darende/MALATYA
[Günlük’ten, Sadık TÜRKMEN]
|
|
|
~ Bir insan kendinin ne durumda olduğunu gerek kendisi, gerek bir başkası tarafından hatırlatılarak kavrarsa, o üzerinde bulunan kötü hallerden nasıl kurtulacak?
Öncelikle; birisi tarafından uyarılmayı değerlendirmeliyiz:
Bu insan eleştiri sonunda benden bir menfaat mi bekliyor? Diyelim ki hayır…
O insan bende gördüğü olumsuzlukları kendi görüşüne/kanaatine göre değerlendirmiştir. Ama Allah nazarında ben onun söyledikleri gibi olmayabilirim. Peki ya öyleysem? diye düşünerek eleştirileri dikkate almalıyım. Ya da o kişinin değerlendirmesi gibi, Allah katında öyle özelliklere sahip değilsem, sorun yok demektir. Ama o eleştirilerden yararlanmalıyım.
|
~ Kişi; kendini eleştiren kişiye (hakaret eden kişi kasdedilmiyor; eleştiren ile hakaret edeni karıştırmamalıyız) olumsuz davranması halinde, kendini müstağni görüyor demektir.
Eğer bir eleştiriye hakaretle cevap vermiyor, hatta teşekkür ediyorsa, bu davranış; Allah’a olan şehadetinin olduğunun delilidir. Eleştirilere katlanamayanlar La İlahe İllallah’ı kavrayamayan insanlardır. Yani sen dosdoğru isen, seni bu eleştiriler mi bozacak! Sen doğru yolda yürüyorsan/ gidiyorsan, eleştiriler mi yanlış yola sevkedecek/yönlendirecek!..
|
~ İniş sırasına göre Kur’an okunursa zihinde doğabilecek soruları Allah cevaplayacaktır. İşin içinden çıkmak için “Yorum” yapmayalım. İblis’in, Allah’ın emrine karşı gelmesinin sebebinin “Yorum” olduğunu hatırla! Allah diyor ki: “Ey İblis! Adem için secde et!” İblis ise yorum ile: Hayır! Secde ederim ama Adem için değil, ne diye o çamurdan yaratılan için secde edecekmişim, diyerek; güya Adem’i tanımadığını, reddetdiğini, inkar ettiğini, yorum yaparak vurgulamış oldu.
|
~ Ben geçmişte şunu yaptım, bunu yaptım diyerek övünme! Ben şu an ne yapıyorum, ne yapmalıyım diye düşünmelisin. Geçmiş geçmiştir, sana bir faydası yoktur artık.
|
|
|
Bir cevap yazın