Ben dünyaya geldiğim genetik yapıyla yaşamımı oluşturan tüm deneyimlerin bir toplamıyım. Bu deneyimlerin bazıları iyi, bazıları kötü, ama hepsi benimdi. Şu anda, olmayı hak ettiğim kişiyim…
Yaşamım, konumum ve çevreme olan etkim, yaptığım seçimlerin bir yansımasıdır. Eğer tümüyle olabileceğim kişi değilsem, bu, daha yükseğe ulaşmayı seçmediğim içinder. Değiştiremeyeceğim geçmişte yaşamamaya ya da garantileyemeyeceğim geleceği bekleyerek zaman yitirmemeye ve -tüm sahip olduğum şey olan- ŞİMDİ’nin gerçekliğinde yaşamaya kararlıyım. Her şeyi beceremeyebilirim, ama bazı şeyleri yapabilirim. Elbette herşeyi iyi yapamayabilirim, ama bazı şeyleri pekala iyi becerebilirim. Kazanacağımı garanti edemem, ama şunun için söz verebilirim: Kaybetmenin yaşamımda bir alışkanlık haline gelmesine izin vermeyeceğim ve eğer kaybedersem, bu, yürekliliğimi kaybetmek anlamına gelmeyecek. Böylece yaşamı dimdik ve yüreklilikle karşılayacak, onu tüm benliğimle duyumsayacak, büyük düşünecek ve tüm varlığımla çabalayacağım. Başaracaklarını belki insanlık tarihinin yönünü değiştirmeyecek, ama girişimlerim kendi yazgımı değiştirecek. Kendimi bu sözü gerçeğe dönüştürmeye adıyorum…
ALMAK VE VERMEK
Suya bakarken gülümseyişim,
yaşamın engin ve vahşi denizinde
çok uzaklara yelken açtı;
ama sayabileceğimden çok fazlası
yüzerek bana geri geldi.
“Kara bulutlar kaybolacak” diye fısıldayarak
birinin elini sıktım;
bütün gün yaşamımın
güzelleştiğini duyumsadım.
En çok gereken yere
bir mutluluk düşüncesi gönderdim;
ve çok geçmeden büyük bir sevinçle doldum.
Güç bela kazanıp biriktirdiğim
azıcık altını akıllıca paylaştım;
ve çok geçmeden yüz katına çıkarak
bana geri geldiğini anladım.
Bir miktar çabayla,
birinin tepeye tırmanmasına yardım ettim;
yepyeni bir dostluk gibi,
çok değerli bir şey elde ettim.
Her sabah uyandığımda,
nasıl başarabileceğimi düşünüyorum;
“önce hizmet ederek,” diyorum…
Biliyorum ki ben, verdikçe alıyorum…
BİLGİ
Kime eğitimli diyeceğim? Ben, öncelikle koşullar tarafından yönetilmek yerine onlara egemen olan, her fırsatı yiğitçe karşılayan ve zekice hareket eden, tüm iş ve ilişkilerinde onurlu olan, huysuz kişilere ve olumsuzluklara iyi yaklaşan, ayrıca zevklerini kontrol altında tutan ve talihsizliklere boyun eğmeyen, başarıyla şımarmayan insanlara eğitimli derim…
İYİMSERİN KLAVUZU
Aklının dinginliğini hiçbir şeyin bozmasına izin vermeyecek kadar güçlü olmaya, karşılaştığın herkesle sağlık, mutluluk ve başarıdan söz etmeye, tüm arkadaşlarının, kendilerini değerli hissetmelerini sağlamaya, her şeyin aydınlık yüzüne bakmaya ve iyimserliğinin gerçeğe dönüşmesine çabalamaya, yalnız en iyiyi düşünmeye, yalnız en iyi için çalışmaya ve en iyiyi beklemeye, başkalarının başarısından kendininki kadar coşku duymaya, geçmişin yanlışlarını unutmaya ve gelecekte daha büyük başarılara ulaşmak için var gücünle çalışmaya, her zaman neşeli bir yüz ifadesine sahip olup, :)) selamladığın her canlı varlığa gülümsemeye, kendini geliştirmeye, başkalarını eleştirmeye zaman bırakmayacak kadar çok zaman vermeye, kaygılanmayacak kadar yüreği geniş, kızgınlığa kapılmayacak kadar yüce, bozguna uğramayacak kadar güçlü ve üzüntüye kapılmayacak kadar mutlu olmaya; KENDİ KENDİNE SÖZ VER…
GERÇEK SEBEP TUTUMLARDA YATIYOR!
Araştırmacı Bilim Adamı Dr. David J. SCHWARTZ; Üniversiteye kayıt olan 100 kişiden ancak 50’sinden azı mezun oluyor. Bu konu çok ilgimi çekmişti ve bu nedenle büyük bir üniversitenin Kayıt Kabul Yöneticisi’ne bunun açıklamasının ne olduğunu sordum:
“Sorun yeterli zekaya sahip olmama değil” dedi. “Yeterli kabiliyetleri yoksa onları alamayız.. Sorun para da değil. Bugün üniversitede kendisine mali destek arayan herkes bunu bulabilir. GERÇEK SEBEP TUTUMLARDA YATIYOR… Profesörlerini, aldıkları dersleri veya sınıf arkadaşlarını sevmedikleri için kaç tane genç insanın üniversiteyi bıraktığını öğrendiğinizde şaşırırsınız.”
BEN BİR “MAZERET YOK!” KİŞİSİYİM
(Ben derken özelde kendimi, genelde herkesin olaylara böyle bakmasını öneriyorum.)
Ben bir “Mazeret Yok!” kişisiyim. Kişisel sorumlulukla yaşarım, her sözümden ve eylemimden sorumluyorum. Hayatta olmanın anlamını biliyorum, yolum açık ve net.
Yaşamdaki amacımı biliyorum ve görev bilinciyle çalışıyorum. Kişisel bütünlülükle hareket ediyor, tüm kararlarıma sahip çıkıyor, her zaman gelimden geleni yapıyor, olabileceğimin en iyisi olmaya çalışıyorum. Geçmişte üzüntü ve başarısızlıklara yol açmış olabilen, yapılan veya yapılmayan her şey için kendimi ve başkalarını bağışlıyorum.
Çevremi bağışlıyor ve engelleri aşıyorum.
Geçmişi geride bırakıyor, mükemmellik yolunda ilerliyorum. Asla değer yargılaması yapmayarak koruduğum sağlam bir özsaygım var. Herkese tümüyle koşulsuz bir anlayışla yaklaşıyor, onları oldukları gibi kabul ediyorum, çünkü Yaradan’ın gözünde hepimiz eşitiz. Bir “Mazeret Yok!” kişisi olarak, yetenek ve becerilerime güvenim her zaman tam. İdeal bir sağlığa sahip oluyor, kendimi enerjik hissediyorum.
Neşe dolu oluşum yüz ifademe yansıyor.
Düşünce, söz ve eylemlerimde özdenetim sağlıyorum; işlerin sonunu getirecek sabra sahibim…
Kendime ve başkalarına karşı her zaman dürüstüm; kendim için doğru hedefler belirliyorum. Korkularımı yenmemi, risk almamı ve istediğim yaşamı elde etmemi sağlayacak kadar büyük bir düşüm var. Her zaman öğreniyor ve gelişiyorum; aklımı geliştiriyor ve yeni beceriler ediniyorum. İnsanlara ilgi duyuyor ve onları, tüm potansiyellerini gerçekleştirmeye teşvik ediyorum. İnsanları anlamaya çalışıyor ve onlarla etkili iletişim kuruyorum. Ailemi ve arkadaşlarımı takdir ediyor, onların benim için ne kadar önemli olduğunun bilincine varıyorum. İnsanlara saygı duyuyor, yetenek ve becerilerini takdir ediyor, herkes için sevgi ve sevecenlik besliyorum.
İnsanlara hizmet etmek ve fark yapmak için büyük bir arzum var.
Yaşamımın yedi temel yönünü dengeliyorum:
Fiziksel, Zihinsel, Ruhsal, Aile, Kariyer, Ekonomik ve Sosyal.
Denetimimde olan yaşamım verdiğim kararların bir ürünü. Bende “Mazeret Yok!” Tüm mazeretlerim yok oldu. “Mazeret Yok!” yaşamı tam bana göre.
Ben bir “Mazeret Yok!” kişisiyim…
Bir cevap yazın