rulet sayi tahmini bahis siteleri

Dünya Kadınlar Günü nedeniyle; Nisa 34’ü yeniden düşünüyoruz: Kadınların dövülme meselesi üzerine görüşlerinizi bekliyoruz.

09 Mart 2012, Ayetlerle Düşünmek, 5 Yorum »

 Dünya Kadınlar Günü nedeniyle;

Nisa 34’ü ele alıp yeniden düşünüyoruz:

Kadınların dövülme meselesi üzerine görüşlerinizi bekliyoruz.

.

DÜNYA KADINLAR GÜNÜ NEDENİYLE;
Nisa: 34 üzerinde birlikte yeniden düşünmeye davet!..

Bu ayeti yeni baskıda sizden gelen görüş ve düşünceye göre yeniden düzenlemeyi düşünüyorum. Bu açıdan bugün ve yarın bu konu üzerinde görüşü olan arkadaşları yorum yapmaya çağırıyorum. Çünkü ayete son şeklini sizlerden gelen yorumlar değerlendirilerek verilecektir.

Çeşitli Mealler’den Nisa: 34;

/// Diyanet İşleri :

Allah’ın adıyla

Erkekler, kadınların koruyup kollayıcılarıdırlar. Çünkü Allah, insanların kimini kiminden üstün kılmıştır. Bir de erkekler kendi mallarından harcamakta (ve ailenin geçimini sağlamakta)dırlar. İyi kadınlar, itaatkârdırlar. Allah’ın (kendilerini) koruması sayesinde onlar da “gayb”ı korurlar. (Evlilik yükümlülüklerini reddederek) başkaldırdıklarını gördüğünüz kadınlara öğüt verin, onları yataklarında yalnız bırakın. (Bunlar fayda vermez de mecbur kalırsanız) onları (hafifçe) dövün. Eğer itaat ederlerse, artık onların aleyhine başka bir yol aramayın. Şüphesiz Allah, çok yücedir, çok büyüktür.

Ali Bulaç:

Allah’ın, bazısını bazısına üstün kılması ve onların kendi mallarından harcaması nedeniyle erkekler, kadınlar üzerinde ‘sorumlu gözeticidir.’ Saliha kadınlar, gönülden (Allah’a), itaat edenler, Allah nasıl koruduysa görünmeyeni koruyanlardır. Nüşuzundan korktuğunuz kadınlara (önce) öğüt verin, (sonra onları) yataklarda yalnız bırakın, (bu da yetmezse hafifçe) vurun. Size itaat ederlerse aleyhlerinde bir yol aramayın. Doğrusu Allah yücedir, büyüktür.

Celal Yıldırım:

Erkekler, kadınlar üzerine koruyucu ve işlerini yürütücü üstünlüktedirler. Bu da Allah’ın kimini kimine üstün kılması ve erkeklerin mallarını (mehir ve nafaka olarak) harcamaları sebebiyledir. Bu bakımdan güzel huylu, iyi amelli kadınlar itaâtlıdırlar. Allah (onların haklarını ve iffet perdelerini) nasıl koruduysa, onlar da (kocalarının) yokluğunda öylece (hem kendilerini, hem kocalarının mal ve şerefini) korurlar. O kadınların ki, baş kaldırıp itaatsizliklerinden endişe duyarsanız, önce onlara öğüt verin, sonra da yataklarında yalnız bırakın ; (yola gelmezlerse) bu defa dövün. O takdirde (kadınlık vecibelerini yerine getirip) size itaat ederlerse, artık (üzüp incitmek için) aleyhlerinde bir yol aramayın. Şüphesiz ki Allah, çok yücedir, çok büyüktür.

Diyanet Vakfi:

Allah’ın insanlardan bir kısmını diğerlerine üstün kılması sebebiyle ve mallarından harcama yaptıkları için erkekler kadınların yöneticisi ve koruyucusudur. Onun için sâliha kadınlar itaatkârdır. Allah’ın kendilerini korumasına karşılık gizliyi (kimse görmese de namuslarını) koruyucudurlar. Baş kaldırmasından endişe ettiğiniz kadınlara öğüt verin, onları yataklarda yalnız bırakın ve (bunlarla yola gelmezlerse) dövün. Eğer size itaat ederlerse artık onların aleyhine başka bir yol aramayın; çünkü Allah yücedir, büyüktür.

Edip Yüksel:

Erkekler kadınları gözetirler. Zira ALLAH herbirine farklı yetenekler ve özellikler vermiştir. Nitekim erkekler evin geçiminden sorumludur. Erdemli kadınlar, (Tanrı’nın yasasına) boyun eğer ve ALLAH’ın korumasını emrettiği (onur ve iffetlerini) tek başlarına bile olsalar korurlar. İffetlerinden endişe duyduğunuz kadınlara öğüt verin, yataklarınızı ayırın ve nihayet onları çıkarın. Size itaat ederlerse onlara karşı bir yol aramayın. ALLAH Yücedir, Büyüktür.

Elmalılı Hamdi Yazır:

Er olanlar kadınlar üzerinde hâkim dururlar, çünkü bir kerre Allah birini diğerinden üstün yaratmış bir de erler mallarından infak etmektedirler, onun için iyi kadınlar itaatkârdırlar, Allah kendilerini sakladığı cihetle kendileri de gaybı muhafaza ederler, serkeşliklerinden endişe ettiğiniz kadınlara gelince: evvelâ kendilerine nasıhat edin, sonra yattıkları yerde mehcur bırakın, yine dinlemezlerse döğün, dinledikleri halde incitmeye behane aramayın, çünkü Allah çok yüksek, çok büyük bulunuyor.

Hasan Basri Çantay:

Erkekler kadınlar üzerine haakimdirler. O sebeble ki Allah onlardan kimini (erkekleri) kiminden (kadınlardan) üstün kılmışdır. Bir de (erkekler onları) mallarından infaak etmektedirler. İyi kadınlar itaatli olanlardır. Allah kendi (hak) larını nasıl koruduysa onlar da öylece göze görünmeyeni koruyanlardır. Şerlerinden, serkeşliklerinden yıldığınız kadınlara gelince: Onlara (evvelâ) öğüt verin (vaz geçmezlerse) kendilerini yataklar (ın) da yalınız bırakın. (Yine kâr etmezse) döğün. Size itaat ederlerse aleyhlerinde bir yol aramayın. Çünkü Allah çok yücedir. Çok büyükdür.

Muhammed Esed:

Erkekler, kadınları, Allahın kendilerine onlardan daha fazla bağışladığı nimetler ve sahip oldukları servetten yapabilecekleri harcamalarla koruyup gözetirler. Dürüst ve erdemli kadınlar, gerçekten Allahın koru(nmasını buyur)duğu mahremiyeti koruyan sadık ve itaatkar kadınlardır. Kötü niyetlerinden korktuğunuz kadınlara gelince, onlara (önce) nasihat edin; sonra yatakta yalnız bırakın; sonra dövün; ve bundan sonra itaat ederlerse onları incitmekten kaçının. Allah gerçekten yücedir, büyüktür.

Şaban Piriş:

Allah’ın bir kısmını bir kısmına üstün kılması ve erkeklerin mallarından geçimi sağlamaları dolayısıyla, erkekler kadınlar üzerine yöneticidirler. İyi kadınlar, gönülden (Allah’a) boyun eğen, Allah’ın koruduğu gizlilikleri koruyanlardır. Kötü davranışlarından korktuğunuz kadınlara öğüt verin. Daha sonra yataklarında yalnız bırakın ve (sonunda) onları dövün. Eğer size itaat ederlerse onların aleyhine yol aramayın. Elbette Allah yücedir, büyüktür.

Süleyman Ateş:

Allâh, insanları birbirinden üstün kıldığı ve mallarından harca(yıp kadınların geçmini sağla)dıkları için erkekler, kadınlar üzerinde yöneticidirler. Bundan dolayı iyi kadınlar itâ’atkâr olup, Allâh’ın kendilerini korumasına karşılık (Allâh’ın verdiği başarı ile) gizliyi korurlar (kocalarına aslâ ihânet etmezler). Hırçınlık, etmelerinden korktuğunuz kadınlara öğüt verin, yataklarda onlara sokulmayın, onları dövün. Eğer size itâ’at ederlerse artık onların aleyhine başka bir yol aramayın. Çünkü Allâh yücedir, büyüktür.

Yaşar Nuri Öztürk:

Erkekler; kadınları gözetip kollayıcıdırlar. Şundan ki, Allah, insanların bazılarını bazılarından üstün kılmıştır ve erkekler mallarından bol bol harcamışlardır. İyi ve temiz kadınlar saygılıdırlar; Allah’ın kendilerini koruduğu gibi, gizliliği gereken şeyi korurlar. Sadakatsizlik ve iffetsizliklerinden korktuğunuz kadınlara önce öğüt verin, sonra onları yataklarında yalnız bırakın ve nihayet onları evden çıkarın/bulundukları yerden başka yere gönderin! Bunun üzerine size saygılı davranırlarsa artık onlar aleyhine başka bir yol aramayın. Allah çok yücedir, sınırsızca büyüktür.

.

Kısaca şu konuya da açıklık getirelim: Genelde MEAL SAHİPLERİNİN büyük çoğunluğu: “Kimini kiminden üstün kıldık” diye anlamlandırır. Öyle olunca direk akla gelen; ERKEKLER KADINLARA GÖRE ÜSTÜNDÜR!.. Zaten meallerde de: Erkekler kadınlar üzerine yöneticidirler veya hâkimdirler, diye manâ vermişleridr.

Biz ise;

“Çünkü Allah,
insanların kimini kiminden (kabiliyetçe) farklı kılmıştır” olarak verdik.

.

BİZİM MEAL, yani Sadık Türkmen Meali (2010):

Allah’ın adıyla

.
34. ERKEKLER eşlerini koruyup kollasınlar.
Çünkü Allah,
insanların kimini kiminden (kabiliyetçe) farklı kılmıştır.
Erkekler kendi mallarından harcasınlar.
İyi eşler (Allah’a) itaatkâr olanlardır.
Allah’ın onları korunaklı yaratması gibi,
onlar da gaybı/gizliyi/iffetlerini korusunlar.
Serkeşliğe/çirkefliğe/fuhşa eğilim sözkonusu olursa;
eşlerinizi yataklarında yalnız bırakın
ve (işin akibetinden korkutarak)
şiddete maruz kalabileceklerini hatırlatın!
Eğer serkeşlik yapmaktan vazgeçerlerse,
artık onların aleyhine başka bir yol aramayın.
Şüphesiz Allah çok yücedir, çok büyüktür.

.
Sadık Türkmen 2012 Meali:

Allah’ın adıyla

.

34. ERKEKLER eşlerini koruyup kollasınlar.

Çünkü Allah,

insanların kimini kiminden (kabiliyetçe) farklı kılmıştır.

Erkekler kendi mallarından harcasınlar.

İyi eşler (Allah’a) itaatkâr olanlardır.

Allah’ın onları korunaklı yaratması gibi,

onlar da gaybı/gizliyi/iffetlerini korusunlar.

İffetlerine gölge düşüren/düşürülen kadınlarınızı,

yataklarında yalnız bırakın

veya

darbedileceklerini (eziyet görebileceklerini) hatırlatarak;

(gerçek hukuken açığa çıkarılıncaya kadar) uzaklaş[tır]ın!

Eğer bundan sonra (Allah’a) saygılı davranırlarsa,

artık onların aleyhine başka bir yol aramayın.

Şüphesiz Allah çok yücedir, çok büyüktür.  ///

.

.
BU ARAŞTIRMAMIZIN NETİCESİNDE,
Nisa: 34’ü şöyle meallendirdik:

.
Allah’ın adıyla

«34. ERKEKLER eşlerini koruyup kollasınlar.
Çünkü Allah,
insanların kimini kiminden (kabiliyetçe) farklı kılmıştır.
Erkekler kendi mallarından harcasınlar.
İyi eşler (Allah’a) itaatkâr olanlardır.
Allah’ın onları korunaklı yaratması gibi,
onlar da iffetlerini korusunlar.
İffetlerine gölge düşüren/düşürülen kadınlarınızı;
önce güzellikle uyarın,
sonra yataklarında yalnız bırakın
veya
(gerçek aydınlatılıncaya kadar bir süre evden) uzaklaşın!
Eğer nasihati/uyarıları dikkate alırlarsa,
artık onların aleyhine başka bir yol aramayın.
Şüphesiz Allah çok yücedir, çok büyüktür.

35. Eğer;
karı-kocanın arasının açılmasından endişe ederseniz,
erkeğin ailesinden bir hakem,
kadının ailesinden bir hakem gönderin.
İki taraf düzeltmek isterlerse,
Allah da onların uzlaşmasına izin verir.» [NİSA SURESİ’nden]
.
Bu şekilde anlamlandırmamızda;

1) Gerek kadın kendi kendini böyle kötü bir duruma düşürebilir.

«İffetlerine gölge düşüren/düşürülen kadınlarınızı;»

~ Bir erkeğin nikahı altındayken, gözü başka birilerinde olabilir gerçeğinden yola çıkılarak bu kanaate varıldı. Özellikle İNTERNET çıktı çıkalı bırakın bekar kızları, erkekleri; evli kadın ve erkekler bile farklı partnerler ile bu ayette işaret edilen olaylara sebebiyet verebilecek ilişkiler yaşayabiliyorlar. Dolayısıyla günümüzde bu ve benzeri durumda bir sürü kadın darba/eziyete uğramıştır; gerek eşleri ve gerekse kadının babası ve kardeşleri (akrabaları) tarafından

.
2) Veya başka birileri tarafından iftiraya uğrayabilir.

«İffetlerine gölge düşüren/düşürülen kadınlarınızı;»

~ Kadın, böyle bir fiil içinde olmayabilir. Kendisini çekemeyen birileri tarafından iftiraya uğratılmış olabilir. Peygamberimizin güzide eşlerinden Hz. Aişe validemizin başına geldiği gibi. Yaklaşık bir ay gibi bir süre, Hz. Peygamber (sav) eşi Aişe’den uzaklaştığı gibi, diğer tüm eşlerinden de uzaklaşarak ayrı yaşamıştır. Daha sonra gerçeğe TEK TANIK OLAN ALLAH; vahyettiği ayetler ile gerçeği açığa çıkarmış ve bu olayın münafıkların bir düzeni olduğunu vurgulamıştır. Bugün de bize; Nisa 35’te HER İKİ AİLE’den bir HAKEM seçilerek böyle bir durumun araştırılması ve gerçeği açığa çıkarılması tavsiye olunmaktadır. (İş hukuka yansımadan önce bu girişimin faydalı olabileceği öngörülmektedir).

Yukarıdaki katılımları ile bize destek veren herkese; bizim daha detaylı düşünmemize ve araştırmalar yapmamıza vesile oldukları için şükranlarımı sunarım.

Şimdi yukarıda işaret ettiğimiz gibi, bir de bu yönde AYETLERİ OKUYUP YORUMLARINIZI geçerseniz mutlu olacağımı bilmenizi isterim.

Selam ve saygılarımızla…

.

“Daraba” kelimesine gelince, birden fazla anlamlara gelmektedir. Kur’an’ın çeşitli ayetlerinde farklı manâlarında yerine göre kullanılmıştır.

Bakara 173’te:

ضَرْبًا = darben: dolaşarak, seyahat ederek gibi manâlara da gelir. Biz ise; “Yeryüzünde ticarete vakit ayırmayanlar içindir” dedik, yani imkânsızlık yüzünden seyahat edemeyenler olarak verdik.

Al-i İmran 156’da:

إِذَا ضَرَبُواْ = izâ darabû: sefere çıktıkları zaman anlamlar yüklenir. Biz de “sefere veya savaşa çıktığında” diye verdik.

Bakara 60’da:

اضْرِب = idrib: vur, olarak manâlandırılabilir. Bizim Meal için de aynı Türkçe ifadeyi tercih ettik: “Biz de; “Asanla kayaya vur” demiştik.

Dolayısıyla “DARABA” geçen her yerde hep VURMAK, DÖVMEK anlamı kullanılamaz. Kelimeye ayetin bağlamına göre anlam verilebilinir/kazandırılabilinir.

Nisa 34’ü; Hz. Aişe (ra) Validemize atılan iftira ile ilgili gönderilen ayetlerle birlikte düşünmeliyiz. Çünkü Hz. Peygamber (sav) ve Fakihe Validemiz Hz. Aişe (ra) bu ayetlere göre Allah’ın hükmünü uygulamışlardır.

Burada Hz. Peygamber (sav)’in eşi Hz. Aişe ile yatağını ayırmış ve sonra da bir süre (30 gün kadar) ya kendisi uzaklaşmış veya Aişe Validemiz Babası Hz. Ebu Bekir’in evine gitmiştir.

Asla BİR DÖVME, DAYAK sözkonusu olmamıştır.

.

Allah’ın adıyla

.

«11. O AĞIR iftirayı uyduranlar sizin içinizden bir güruhtur.
Bu iftirayı kendiniz için kötü bir şey sanmayın.
Aksine o sizin için bir hayırdır.
Onlardan her biri için işledikleri günahın cezası vardır.
İçlerinden (elebaşılık ederek),
o günahın büyüğünü üstlenen için ise ağır bir azap vardır.
12. Bu iftirayı işittiğiniz zaman, iman eden erkek ve kadınlar,
kendi(din kardeş)leri hakkında iyi zan besleyip de;
“Bu apaçık bir iftiradır” deselerdi ya!
13. Onlar (iftiracılar),
bu iddialarına dair dört şahit getirselerdi ya!
Madem ki şahit getirmediler;
işte onlar,
Allah yanında yalancıların ta kendileridir.
14. Eğer size dünya ve ahirette Allah’ın lütfu
ve
rahmeti olmasaydı,
içine daldığınız bu iftiradan dolayı,
size mutlaka büyük bir azap dokunurdu!
15. Hani o iftirayı dilden dile dolaştırıyor;
hakkında hiçbir bilginiz olmayan şeyleri,
ağzınıza alıp söylüyor
ve
bunu önemsiz bir iş sanıyordunuz.
Halbuki bu, Allah katında büyük bir günahtır.
16. Bu iftirayı işittiğiniz vakit;
“Böyle sözleri ağzımıza almamız bize yaraşmaz.
Seni eksikliklerden uzak tutarız Allah’ım!
Bu çok büyük bir iftiradır” deseydiniz ya!

17. EĞER inanıyorsanız; bu gibi şeylere
bir daha ebediyen dönmemeniz için,
Allah size öğüt veriyor.
18. Allah size âyetleri açıklıyor.
Allah bilen ve doğru hüküm/karar verendir.
19. İnananlar arasında, hayasızlığın yayılmasını arzu eden
kimseler var ya;
onlar için dünya
ve
ahirette çok acıklı bir azap vardır.
Allah bilir, siz bilmezsiniz.
20. Allah’ın lütfu ve rahmeti sizin üzerinize olmasaydı
ve
Allah çok esirgeyici
ve
çok merhametli olmasaydı haliniz nice olurdu?» [NUR SURESİ’nden]

.

KADIN ve ERKEKLERE YÖNELTİLEN BİRKAÇ SORU:

Kadınlara Soru- 1: Siz, hangi hallerde DAYAK YEMEYİ uygun buluyorsunuz? Ya da hangi hal ve şartlarda olursa olsun “dayak yemeyi” onaylıyor musunuz? Ya da hangi şart ve koşulda olursa olsun ‘dayak yemeye’ karşı mısınız?

Kadınlara Soru- 2: Siz kocanızı bir kadınla uygunsuz bir vaziyette görseniz ne yaparsınız? Üzerine saldırıp dövmeye mi kalkardınız veya öldürmek kasdıyla elinize geçirdiğiniz herhangi bir kesici veya delici alet ile saldırıya mı teşebbüs ederdiniz?!

Veya hukuki süreç mi başlatırdınız?!

.

Erkeklere Soru- 1: Siz, hangi hallerde DAYAK ATMAYI uygun buluyorsunuz? Ya da hangi hal ve şartlarda olursa olsun “dayak atmayı” onaylıyor musunuz? Ya da hangi şart ve koşulda olursa olsun ‘dayak atmaya’ karşı mısınız?

Erkeklere Soru- 2: Siz eşinizi bir erkekle uygunsuz bir vaziyette görseniz ne yaparsınız? Üzerine saldırıp dövmeye mi kalkardınız veya öldürmek kasdıyla elinize geçirdiğiniz herhangi bir kesici veya delici alet ile saldırıya mı teşebbüs ederdiniz?!

Veya hukuki süreç mi başlatırdınız?!

.

Burada, yukarıda verdiğimiz Meallerin içinde iki farklı Meal vardır, bizim Mealimizin dışında. O da Sayın Yaşar Nuri ÖZTÜRK ile Sayın Edip Yüksel beyin mealleridir.

Diğer meal sahipleri, genelde dövün olarak manâlandırmışlardır.

.

GEREK BASILI
ve
GEREKSE GÖRSEL BASINDAN,
AYNI ZAMANDA BİZİM GÖZLEMLEDİĞİMİZ DAVALARA GÖRE;

Bir erkek karısını başka bir erkek ile böyle bir durumda yakaladığında; büyük oranda cinayete kadar işin götürmüştür.

Neredeyse çok nadir (neredeyse bindebir oranda) diyebileceğimiz bir oranda erkek ise işi hukuka yansıtmıştır.

Büyük bir kısmı öldürmeye tam teşebbüs ederek karısını yaralamıştır.

Aynı şekilde kadın kocasını aynı şekilde yakaladığında ise erkeklerin uyguladığı durumun tam tersi olay vuku bulmuştur.

Böyle bir kadın, kocasıyla yakaladığı kadını parçalamak (dövmek) niyetiyle üzerine yürümüştür.

Çok nadir (neredeyse bindebir oranda) kadın kocasını öldürmeye tam teşebbüs etmiş ve öldürmüştür.

Çok küçük oranda kadınlar ise kocasını başka bir kadınla yakaladığı esnada kocasını öldürmeye teşebbüs etmiş ve yaralamışlardır.

Bu sorularımıza göstereceğiniz ilgiye şimdiden teşekkür ederim…

.

Sadık TÜRKMEN
(Araştırmacı Fakih) 

 

“Dünya Kadınlar Günü nedeniyle; Nisa 34’ü yeniden düşünüyoruz: Kadınların dövülme meselesi üzerine görüşlerinizi bekliyoruz.” için 5 cevap

  1. Ayşe Mercan dedi ki:

    Farklı mealleriden verilen örnekleri okurken keşke bir bu kadar da kadın müfessirler olsaydı diye düşündüm,
    2010 baskısındaki anlatımı daha net ve anlaşılır buldum. 

    • Biz Nisa: 34′ü; Hz. Aişe validemize atılan iftira konusuyla bağıntılı olarak görüyoruz. Orada bizim için EN GÜZEL ÖRNEK olan Hz. Muhammed (sav) nasıl davranmış, bu çok önemlidir.

      Hz. Aişe ile hizmetlisi bir savaş dönüşünde geride kalmışlar ve münafıklar bilindiği üzere neler iftira düzmüşlerdi.

      Bu durumdan dolayı Hz. Peygamber çok üzülmüştü.

      İşte Nisa 34′ü Hz. Muhammed ve Fakihe Aişe Validemiz EN GÜZEL ŞEKİLDE UYGULAMIŞLARDI.

      Bu süreci ayet doğrultusunda geçirmişlerdi ve sonra ALLAH, HAKLARINDA GERÇEĞİ AÇIĞA ÇIKARMIŞTI.

      Hükmedenlerin, gerçeği açığa çıkaranların en hayırlısı olan Allah; olayın da tek şahidi idi.

      Nisa 34′ü aslında KADINA ATILMIŞ BİR İFTİRA
      veya
      o duruma kendini düşüren bir kadını düşünerek yorumlamalıyız…

      Biz; “İffetlerine gölge düşüren/düşürülen kadınlarınızı,
      yataklarında yalnız bırakın
      veya
      darbedileceklerini (eziyet görebileceklerini) hatırlatarak;
      (gerçek hukuken açığa çıkarılıncaya kadar) uzaklaş[tır]ın!” şeklinde vermekle; her iki durumu da gözönünde bulundurarak yeniden yapılandırdık…

      Bu görüş doğrultusunda şimdi nasıl buluyorsunuz 2012 çevirisini?!

  2.  

    http://www.sadikturkmen.com

    Dünya Kadınlar Günü nedeniyle; Nisa 34′ü yeniden düşünüyoruz: Kadınların dövülme meselesi üzerine görüşlerinizi bekliyoruz.

     ·  ·  ·  · Cuma, 17:45
    • Yağmur Damlası ve 2 kişi daha bunu beğendi.
      •  
        Ayşe Mercan Hiç bir şartta dayak yemeyi uygun görmüyorum ,her durumda karşıyım. 2 Hukuki süreç başlatırdım .

        Cuma, 22:59 ·  ·  1
      •  
        Sevilay Lay bu paylaşım 4 saat önce yapılmış ve iki kişi yazmış kendilarini teprik ediyorum

        Cuma, 23:17 ·  ·  1
      •  
        Ayşe Mercan Bilgi sahibi değilim tamamen düşüncemi ifade etmek istiyorum,Allah dövün dememiştir diye düşünüyorum

        Cuma, 23:17 ·  ·  1
      •  
        Sevilay Lay bence bu sorulara herkesin bir cevabı var ama kimse söyleyemiyor…. çünkü bir kısmı bu sorduklarınızı yaşıyor…. bir kere şunu baştan belirteyim ben dayağa şiddetle karşıyım bunu asla kabul edemem…. hiç kimse dayağı hak etmez varsa bi kabahati ya konuşarak hallet meye çalışırsın olmayacaksa boşanır sın koskoca bir insan dayakla yola gelmez an fazla sindirir sin oda sonra çok kötü bir şekilde patlar böyle olduğunu da görüyoruz… ben bu tür sorunların bi kere kız ve erkek anne ve babalarına buluyorum bu sorun beni o kadar üzüyor ki ailelerin bu sorunu yokmuş gibi görmeleri kızları dayak yerken kocandır demelerini aklım almıyor önce gözbebeğimdiye severken gelin olunca ne oluyor kimse insanı kötü eşle imtihan etmesin ben burda daha çok kadınları savunuyorum ama çoğunlukta onlar mağdur durumda ve ben her zaman derim kadının kadına ettiğini kimse etmiyor analar kaynanalar ve öbür kadınlar biz bize sahip çıkamıyoruz çünkü islamdan uzak yaşıyoruz dünyalık düşünüyoruz kız eve geri geldimi masraf çoğalcak Rabbim rızk kaygısı yüzünden çocuklarınız öldürmeyin demişken biz dayak yemelerine ses çıkarmıyoruz bide ben yuvası yıkılmasın diye yapıyorum diyor… ortada yuva yok sadece gitcek yeri olmayan zavallı bir kadın var ama sanmasınlar ki bu davranış hiç birininyanına kalmaz rabbim hepsini görüp yazıyor bu dünyanın öbür tarafıda var… ben daha çok yazarım ama şuan hiç musait değilim ve ben bu konuda çok doluyum .. Rabbim zordurumda olan kadınlara yardım etsin inşallah

        Cuma, 23:39 ·  ·  4
      •  
        Sevilay Lay Kadina dayak atmanin hic bir sarti yok kadinin yapabilecegi en kotu seyler aldatma ve hirsizliktir oyle bir insani dovup te tekarar evli kalmayi dusunmek aptalliktir dovupte sokaga atmak o da nefsinin verdiyi azdirmadir buda rabbimin bir imtihanidir buna boyle bakmak lazimdir ben Rabbime havale ederdim ve oyle de yapiyorum

        Cuma, 23:58 mobil ile ·  ·  1
      •  
        Sadık Türkmen Samih Uylaş kıymetli uyarın için tşk. ederim, düzelttim ve yeniden yolluyorum.

        Sevilay Lay hanımefendinin açık yürekliliğine teşekkür etmeliyim…

        İnanın bunca saattir aynı tepkiyi ben verecektim; yahu bir Allah’ın kulundan bir cevap alamayacak mıyım, diye tepkimi dile getirecektim…

        Arkadaşlar; şimdiye kadar KUR’AN MEALLERİ erkekler tarafından yapılmış ve maalesef KADINLARA ZULMEDİLMİŞ. 

        Bunu bir Erkek olarak ve ayrıca Meal sahibi olarak İTİRAF ediyorum ve çok üzülüyorum…

        Bugün arkadaşlarımla istişare ettim; her birimiz: Eşi olanlar eşlerine, kızı olanlar kızlarına, gelini olanlar, akrabalarından olanlarla bu konuyu istişare ediyoruz. Araştırma yapıyorum bu anlamda.

        Sonradan aklıma geldi ve GRUBUMUZDA bu soruyu sorayım; DAHA ÇOK BAYANLARDAN cevap bekliyorum… Çünkü bugün ERKEKLER TARAFINDAN ZULME UĞRAYAN ONLARDIR; bir kadın ASLANLAR GİBİ ÇIKSIN ve cevaplasın arzusu içerisindeydim…

        Belki BİR ERKEK ADAM da çıkar, o da kendi gerçeğini dile getirir diye düşündüm.

        İzmir’den bir arkadaşım dedi ki; bir arkadaşıma bu soruları sordum: Böyle bir durumda kendimi kaybedebilir ve her ikisini de vurabilirim, demiş.

        Aynı zamanda bu arkadaşım, bir bayanın başına böyle bir şey gelmiş ve gözleriyle şahit olmuş. Adamın arabasının önüne atlamış ve adamı parçalamak istemiş…

        Tabi biz birtakım görüşe sahibiz. Bu iş öyle basit bir iş değil ve kimse tarafından KABULLENİLMEZ. Ben kendimi de çok iyi biliyorum…

        Ancak Nisa: 34’ü doğru anlamlandırmalıyım. Bu açıdan sizlerin de görüşlerini almak istedim.

        KADINLAR OLARAK SİZLER; hangi şartlarda dayak yemeyi meşru görürsünüz, diye boşuna soru sormadık.

        Cumartesi, 00:08 ·  ·  1
      •  
        Sadık Türkmen ‎.
        HEM KADINLARIMIZA VE HEM DE ERKEKLERİMİZE BİRİKİ SORU:

        Kadınlara Soru- 1: Siz, hangi hallerde DAYAK YEMEYİ uygun buluyorsunuz? Ya da hangi hal ve şartlarda olursa olsun “dayak yemeyi” onaylıyor musunuz? Ya da hangi şart ve koşulda olursa olsun ‘dayak yemeye’ karşı mısınız?

        Kadınlara Soru- 2: Siz kocanızı bir kadınla uygunsuz bir vaziyette görseniz ne yaparsınız? Üzerine saldırıp dövmeye mi kalkardınız veya öldürmek kasdıyla elinize geçirdiğiniz herhangi bir kesici veya delici alet ile saldırıya mı teşebbüs ederdiniz?!

        Veya hukuki süreç mi başlatırdınız?!

        .

        Erkeklere Soru- 1: Siz, hangi hallerde DAYAK ATMAYI uygun buluyorsunuz? Ya da hangi hal ve şartlarda olursa olsun “dayak atmayı” onaylıyor musunuz? Ya da hangi şart ve koşulda olursa olsun ‘dayak atmaya’ karşı mısınız?

        Erkeklere Soru- 2: Siz karınızı bir erkekle uygunsuz bir vaziyette görseniz ne yaparsınız? Üzerine saldırıp dövmeye mi kalkardınız veya öldürmek kasdıyla elinize geçirdiğiniz herhangi bir kesici veya delici alet ile saldırıya mı teşebbüs ederdiniz?!

        Veya hukuki süreç mi başlatırdınız?!

        Cevaplarsanız çok sevinirim…

        Sevgiler.

        Cumartesi, 00:09 · 
      •  
        Samih Uylaş Kadına dayak atmayı uygun bulmam. Kadına kesinlikle hiçbir şart ve ahvalde dayak atmayı onaylamam.
        2. soruya gelince Kadın veya Erkek Allah kimseyi böyle bir imtihanla başbaşa bırakmasın. Böyle bir durumla karşılaşan Her ikisinede Allah sabır versin. Hukuki süreç bu olayın kaçınılmaz sonucudur. O insan benim için ölmüş muamelesi görür.Fiziki müdahalem olmaz.

        Cumartesi, 00:10 ·  ·  2
      •  
        Sadık Türkmen Bu yorumların en başında VERDİĞİMİZ LİNKİ tamamen okuyanınız var mı acaba?

        Orada DARABA kelimesini kısaca izah etmiş ve ayetlerle örneklendirmiştik:

        «”Daraba” kelimesi birden fazla anlamlara gelmektedir. Kur’an’ın çeşitli ayetlerinde farklı manâlarında yerine göre kullanılmıştır.

        Bakara 173’te:

        ضَرْبًا = darben: dolaşarak, seyahat ederek gibi manâlara da gelir. Biz ise; “Yeryüzünde ticarete vakit ayırmayanlar içindir” dedik, yani imkânsızlık yüzünden seyahat edemeyenler olarak verdik.

        Al-i İmran 156’da:

        إِذَا ضَرَبُواْ = izâ darabû: sefere çıktıkları zaman anlamlar yüklenir. Biz de “sefere veya savaşa çıktığında” diye verdik.

        Bakara 60’da:

        اضْرِب = idrib: vur, olarak manâlandırılabilir. Bizim Meal için de aynı Türkçe ifadeyi tercih ettik: “Biz de; “Asanla kayaya vur” demiştik.

        Dolayısıyla “DARABA” geçen her yerde hep VURMAK, DÖVMEK anlamı kullanılamaz. Kelimeye ayetin bağlamına göre anlam verilebilinir/kazandırılabilinir.

        .

        Nisa 34’ü; Hz. Aişe (ra) Validemize atılan iftira ile ilgili gönderilen ayetlerle birlikte düşünmeliyiz. Çünkü Hz. Peygamber (sav) ve Fakihe Validemiz Hz. Aişe (ra) bu ayetlere göre Allah’ın hükmünü uygulamışlardır.

        Burada Hz. Peygamber (sav)’in eşi Hz. Aişe ile yatağını ayırmış ve sonra da bir süre (30 gün kadar) ya kendisi uzaklaşmış veya Aişe Validemiz Babası Hz. Ebu Bekir’in evine gitmiştir.

        Asla BİR DÖVME, DAYAK sözkonusu olmamıştır.

        Biz Nisa: 34’ü; Hz. Aişe validemize atılan iftira konusuyla bağıntılı olarak görüyoruz. Orada bizim için EN GÜZEL ÖRNEK olan Hz. Muhammed (sav) nasıl davranmış, bu çok önemlidir.

        Hz. Aişe ile hizmetlisi bir savaş dönüşünde geride kalmışlar ve münafıklar bilindiği üzere neler iftira düzmüşlerdi.

        Bu durumdan dolayı Hz. Peygamber çok üzülmüştü.

        İşte Nisa 34’ü Hz. Muhammed ve Fakihe Aişe Validemiz EN GÜZEL ŞEKİLDE UYGULAMIŞLARDI.

        Bu süreci ayet doğrultusunda geçirmişlerdi ve sonra ALLAH, HAKLARINDA GERÇEĞİ AÇIĞA ÇIKARMIŞTI. 

        Hükmedenlerin, gerçeği açığa çıkaranların en hayırlısı olan Allah; olayın da tek şahidi idi:

        .
        Allah’ın adıyla

        .
        «11. O AĞIR iftirayı uyduranlar sizin içinizden bir güruhtur.
        Bu iftirayı kendiniz için kötü bir şey sanmayın.
        Aksine o sizin için bir hayırdır.
        Onlardan her biri için işledikleri günahın cezası vardır.
        İçlerinden (elebaşılık ederek),
        o günahın büyüğünü üstlenen için ise ağır bir azap vardır.
        12. Bu iftirayı işittiğiniz zaman, iman eden erkek ve kadınlar,
        kendi(din kardeş)leri hakkında iyi zan besleyip de;
        “Bu apaçık bir iftiradır” deselerdi ya!
        13. Onlar (iftiracılar),
        bu iddialarına dair dört şahit getirselerdi ya!
        Madem ki şahit getirmediler;
        işte onlar,
        Allah yanında yalancıların ta kendileridir.
        14. Eğer size dünya ve ahirette Allah’ın lütfu
        ve
        rahmeti olmasaydı,
        içine daldığınız bu iftiradan dolayı,
        size mutlaka büyük bir azap dokunurdu!
        15. Hani o iftirayı dilden dile dolaştırıyor;
        hakkında hiçbir bilginiz olmayan şeyleri,
        ağzınıza alıp söylüyor
        ve
        bunu önemsiz bir iş sanıyordunuz.
        Halbuki bu, Allah katında büyük bir günahtır.
        16. Bu iftirayı işittiğiniz vakit;
        “Böyle sözleri ağzımıza almamız bize yaraşmaz.
        Seni eksikliklerden uzak tutarız Allah’ım!
        Bu çok büyük bir iftiradır” deseydiniz ya!

        17. EĞER inanıyorsanız; 
        bu gibi şeylere
        bir daha ebediyen dönmemeniz için,
        Allah size öğüt veriyor.
        18. Allah size âyetleri açıklıyor.
        Allah bilen ve doğru hüküm/karar verendir.
        19. İnananlar arasında, 
        hayasızlığın yayılmasını arzu eden
        kimseler var ya;
        onlar için dünya
        ve
        ahirette çok acıklı bir azap vardır.
        Allah bilir, siz bilmezsiniz.
        20. Allah’ın lütfu 
        ve 
        rahmeti sizin üzerinize olmasaydı
        ve
        Allah çok esirgeyici
        ve
        çok merhametli olmasaydı haliniz nice olurdu?» [NUR SURESİ’nden]»

        Cumartesi, 00:23 ·  ·  2
      •  
        Ebrar Abanoz sureklı bır dayak konusudur almıs basını gıdıyor,fakat sunu gozardı etmemek lazım ki şiddet dediğimiz şey sadece dayakla gercekleşen bırsey degıl..adamın bırı sınırlenınce karısını döverken,bir öteki ise sinir anında evi dagıtıp etrafındakılerı kırıp gecırebılır…buda şiddet değilmi?buda yıne kadının maruz kaldıgı bır talıhsızlık degılmı…heleki aynı evde bu duruma sahıt olacak cocuklarda varsa durum hepten vahım olur..yanı aslında ben dayaga karsıyım dıyen erkekte,acık konusmam gerekırse benım gozumde hala potansıyel sıddet yanlısıdır..cunku şiddetin herturlusu felaketler dogurabılır…ayette gecen ‘daraba’ fiili şiddet kapsamınada gırıyormu bılmem ama,zaten bu yonde egılım gosterebılmemız ıcın sadece kurandan değil,insanlıktan nasıbımızı almıs olmamız yeterli..

        Cumartesi, 01:28 ·  ·  1
      •  
        Sadık Türkmen Bu meseleler öyle sanıyorum ki; TEMEL EĞİTİM ile çözülebilir meseleler…

        Yepyeni bir nesil, İlköğretimden itibaren farklı bir Müfredat ile eğitime tabi tutulmalı.

        Hani Allah buyurur ya; sizi götürüp yerinize yepyeni bir toplum getiririz…

        Ebrar Abanoz da farklı bir açıdan konuyu gündeme taşımış oldu.

        Ancak biz DÖVME ile ilgili soru sorduk. 

        Siz size sorulan o soruya cevap verebilecek misiniz?

        Cumartesi, 01:36 ·  ·  1
      •  
        Ebrar Abanoz yeryuzunde hıcbır ınsan tanımam ki dayaği haketsın…yanı olaya sadece dayak penceresınden bakarsak cevabım tabıkı bu olur..sadece kadınlar ıcın söylemıyorum bunu..kadın,erkek,cocuk…özetle benım gozumde,yani şahsi kanaatimdir,allaha şirk koşmayan,terör yanlısı olmayan ve zina yapmayan hiç bir allah kulu dayagı hak etmez..işlediği suca oranla farklı ceza yontemlerı gelıştırılmelıdır..dayak asla..

        Cumartesi, 01:49 ·  ·  1
    • Koyuncu Zafer SLM ALEYKUM ONCELIKLE….bende kelime olarak ozellikle bir kadina siddet uygulama ya karsiyim sirf kadin diye zayif gorulup kadin diye dovulmesine veya erkegin gucunu gosterebildigi belki egolarini tatmin ettigi biri olarak o erkegi aciz gorurum. LAKIN simdi anlayamadigim soyle bir husus var.erkek erkege anlasamadigi ufak bir mevzu yuzunden bile birbirini olesiye dovme kaavga hatta olduresiye tartaklama konusu olunca sikinti yok…burda guc denge konusu bile goz ardiedilmeksizin iki erkek yasli genc birbirine saldirdiginda sikinti yok…30 yasinda bir gencin 16 yasinda bir genci dovmesi gibi…ee konu kadina gelince ne yani dokunulmaz mi bunlar …tamam kadin bayan tasvip etmiyorum dini acidan her iki kosulda aykiri gerek kadin olsun gerek erkek….ben yasadigimiz su cagda ve icinde bulundugumuz ekonomik sartlardan bahsediyorum…SIMDI KADINA BIR FISKE VURSAN ORTALIK KARISIR “OOO KADINI DOVDU DERLER” KADINDAN BIR FISKE YESEN DE ” TUUUU KADINDAN DAYAK YEDI DERLER ” bence kadinlarda kadinliklarini bilmeli bence …bu devirde herkes hak ettigi gibi yasar….

      Cumartesi, 10:17 ·  ·  1
    •  
      Koyuncu Zafer temel egitim diyorsunuz ….eee guzel ben avrupada yasiyorum burda sizin daha medeni dediginiz avrupali bazi kisileri taniyorum burdada kadina siddetin alasi var bu konuya bence egitimdende ote baska bisey bulun ahlak mesela guzel ahlak ben bile bu zamana kadar bildigim bircok dini bilgiyi bu gun hep yanlis ogretildigimi bilgilendirildigimi goruyorum dinimizi kaybetmisiz islamiyeti yasamaz hale gelmisiz ahlak sifir sen kalkmissin kadina siddetten bahsediyorusn ne yapacan okullarda seminer mi verecen meb yeni ders mufredati mi ekleyecek eger egitimden kastiniz buysa ….

      Cumartesi, 10:25 ·  ·  2
    •  
      Halil Ibrahim Türkmen Bence kadına da dayak, erkeğe de dayak yani insan sıkışınca meselesini dayakla çözüyorsa o insanda bir sorun var demektir. Kadın-erkek farketmez. Söyleyeceği sözü olmayan insanların başvurduğu bir durum bence. Biçare kalmıştır, çözüm üretemiyordur geriye ne kalmıştır kavga yani üste çıkma. Hıncını alma, sinirlerini yatıştırma meselesi. HER KONUDA OLDUĞU GİBİ BU KONUDA DA BÜTÜN MESELE KUR’AN-I GEREĞİ GİBİ ANLAMAMAK, RESÜL’ÜN YAŞADIĞI GİBİ YAŞAMAMAK. Konuştuğunda mangal da kül bırakmayan öyle insanlar var ki patlamaya hazır bomba gibi. Kadına dayak ne kadar kötü ise kadınları kadınlıktan çıkarmaya uğraşmak da o kadar kötü bence. Kadın kadın olmalı, erkek de erkek gibi olmalı. Kadının kendisine bir emanet olduğunu unutmamalı. Bunlar söylemesi kolay ama uygulaması zor olan işlerdir. Kur’an ile terbiye edilmemiş beyinlerin zorbalığa başvurması kaçınılmazdır. Eksikliği burada aramak daha doğru bence.

      Cumartesi, 10:39 ·  ·  2
    •  
      Hira Nur kadınlara haklarının verildiğini söyledikleri nisa suresi 1. ayetle başlıyor çilemiz. zevc- erkek, zevce- karısı oluyor. Eğe kemiğinden olmasa da erkeğin içini ısıtsın diye sonradan yaratılan. sonra bir de bakıyorum ki Muhammed Esed’in tefsir mealine zevc- iki eşten biri (kadın ya da erkek), zevce-zevcin zevcesi yani karısı ya da kocası. şüpheleniyorum bu durumdan acaba Esed duymak istediğimi mi söylüyor bana. inanmıyor gözlerim (alışmamış böyle şeylere) sözlüğe bakıyorum arapça-türkçe teyit ediyor Esed’in yazdıklarını. ama asıl teyit eden sözlük mü vücudumuz mu? 
      Sonra yine aynı meal tefsirde nisa 4. ayetin tefsir kısmına baktığımızda 
      “Hadis Külliyatının çoğunda kaydedilen bazı SAHİH rivayetlere göre, Hz. Peygamber, eğer gelin kabul etmeye istekli ise, “demir bir yüzüğün” veya “daha da azı”nın, hatta “Kur’an’ın bir ayetinin öğretilmesi” nin bile yetertli olabileceğini belirtmiştir.” diyor ve yaradılış hiyerarşisinde kırılan onurumuzu ayetin meali ile iade ederken elimizdeki tek ekonomik güvencemizi alıyor Hadis Külliyatı ile Esed. Ve artık şartlar olgunlaşmıştır. Tüm dünya müslümanlarının canı çıksa kılını kıpırdatmayacak, cihad etmemek için türlü bahaneler bulacak müslümanım DİYEN erkeklerin savaşmadan seviş politikalarının sığınağı olmuştur nisa 3 meali. Ayetin başındaki yetimleri sonundaki cariyeleri dikkati çekmez hiç. ikişer üçer dörder sevişmek varken. Gerçekte ne anlama geliyor Allah bilir. şimdi kuma getirilince kıskançlık krizine giren ilk eşlerini (nuşuz-geçimsizlik manasına da geliyor nasıl olsa) nisa 34 meali ile dövebilirler. Kadının küçük çocuğu ya da çocukları varsa mihrini de ayet öğrenerek aldıysa hiç bir yere gidemez nasıl olsa.
      Ve şimdi desem ki akşam karnı aç gelen kocama yemek vermek yerine, her akşam bir ayet öğretiyorum kıyameti koparacak olan yine kadınlardır. Yani “kocamdır döver de sever de” diyecek kadın da çoktur bence. Stockholm sendromu ne günler için. Ama erkeklerin işine gelmediği için hiç rahatsız olmadıkları bu meallerin üzerinde çalıştığı için Sadık Türkmen’i kutluyorum. erkeklere “Karınızı başka bir erkekle uygunsuz yakalasanız ne yaparsınız?” sorusunu sorabilme cesareti gösterebildiği için de.

      Cumartesi, 10:43 ·  ·  1
    •  
      Halil Ibrahim Türkmen Benim şahsi kanaatim bir erkek kadınını bir başka erkekle gördüğü an hukuki yollara başvurmalı. Dövüp öldürmek asla haklı gösterilemez. Kadının yaptığı fiilin cezasını onun Rabbi verecektir. Biz Allah adına kimseyi cezalandıramayız. Eğer dövme veya öldürme gibi bir sonuç doğarsa erkek bunun hesabını Allah’a vereceğini unutmamalı. Eşim beni aldattı diyerek kendini savunamaz. Yasayı koyan Allah olduğuna göre, hesabı da Allah görmeli. Onun için şahsen ben yolumu ayırırım eşimle. Hesabı görmeyi Allah’a bırakırım. (Demesi kolay ama Allah göstermesin insanın başına gelince nasıl davranılır kestirilemez.)

      Cumartesi, 10:51 ·  ·  2
    •  
      Ayşe Mercan Dayak hiç bir kosulda çözùm getirmez,zaten bu eylem onu gerçeklestiren kisinin acziyetidir…Ìnsan esinin dayak yiyecek konumda olmasini istermi?eger isterse zaten baslibasina sagliksiz bir durumdur ve bu gibi sagliksiz iliskilerin ùzerinde mùnazara edilen ayetin yorumlanmasina örnek olamayacagini dùsùnùyorum.

      Cumartesi, 10:54 mobil ile ·  ·  2
    •  
      Halil Ibrahim Türkmen Diğer konuya gelince. Yani dayak meselesine. Ayette geçen ‘yataklarınızı ayırın o da yetmezse dövün’ bence dövün’den maksat asla ve asla dayak atın demek değildir. Orada belki şu denebilir. Kadına böyle devam ederse ayrılmak zorunda kalırsın, bu da seni toplum nazarında zor durumlara sokar. Horlanırsın, dışlanırsın ve eziyet görürsün. Onun için bir müddet kadını ailesinin yanına gönderin, biraz uzaklaşın birbirinizden. Bu arada daha sakin kafa ile düşünün olabilir.Belki akıllanır da evine kocasına sahip çıkar. Diye düşünüyorum.

      Cumartesi, 10:58 ·  ·  2
    •  
      Halil Ibrahim Türkmen Koyuncu Zafer kardeş çok haklısın. İnsani olarak çok zor bir durum. Ama olaya İslami açıdan yaklaşmamız gerekir diye düşünüyorum. Sadık Kardeşim de olayı bir müslüman olarak değerlendirin ona göre cevaplarınızı verin demişti. İslam da her şey konuşulur. Bunlar ayıp değil. Olaylara müslüman’ca yaklaşabiliyormuyuz bütün mesele bu. Olaya bir de böyle bakmanı tavsiye ederim. Hepimiz aynı toplumda doğduk büyüdük. Bizde toplumun bize neler öğrettiğini bilenlerdeniz. Nasıl tavır konulduğunu da biliyoruz. Bütün mesele bir olay yaşandığında İslami bir tavır koyup koymamakda. Bu din ne köy imamlarının ne hocaların dini. Bu din Allah’ın dini. Kuralları da nasıl hareket etmemiz gerektiğini de Allah belirler. Saygılarımla kardeşim

      Cumartesi, 17:16 ·  ·  3
    •  
      Sadık Türkmen Değerli kardeşim Koyuncu Zafer; bu ve benzeri sorularınızda ve dahi düşüncelerinizde bizce bir sorun yok: Özgürce düşünebilir ya da sorularla meseleleri sorgulayabilirsiniz…

      Bizim sorguladığımız olaya gelince: Allah’ın emir ve yasaklarına uyup uymama meselesi.

      İnsan bu anlamda özgür bırakılmıştır; dileyen uyar, dileyen uymaz.

      Uyduğunda ve güzel bir yaşam sürdüğünde dünya hayatında: Cenneti hakeder.

      Uymadığında ve kötü bir yaşam sürdüğünde dünya hayatında: Cehennemi hakeder.

      Allah; bir insanı öldürmeyi yasaklamıştır: Öldüren dünyada (değişik toplumlarda, ceşitli yasalara göre) cezasını çeker. Ahirette ise; dünyada iken yaptığına pişman olursa affolunabilir.

      Allah; zinayı yasaklamıştır: Dileyen bu yasağa uyar, dileyen bu yasağı çiğner. Dünyada bunun cezasını Allah’a göre veren ya da verdiklerini sanan toplumlar da vardır, çeşitli beşeri yasalara göre verenler de…

      Allah; velhasılı: İçkiyi, kumarı, hırsızlığı, uyuşturu kullanmayı, iftira da yasaklar. Dediğimiz gibi dileyen dilediğini seçmekte özgür bırakılmıştır.

      Aynı şekilde erkek karısını herhangi bir sebepten dolayı dövüyorsa ve kadın da kocasından şikayetçi olursa; hukuk gereğini yapıyor. Hukuka başvurmayan kadınlar da işi Allah’a bırakıyorsa; eğer kocası da hatasını anlayıp bir daha yapmamak üzere eşinden özür, Allah’tan da af ve bağışlanma diliyorsa; hüküm Allah’a aittir: Dilediğine affeder, bağışlar geçer; dilediğine de hakettiği karşılığı verir.

      Aynı şekilde HÜKÜM; kocasını döven kadın için de geçerlidir…

      İslâm Hukuku’nda ve günümüz Ceza Hukukunda NE YAPACAĞIZ ŞİMDİ’nin karşılığı yok değildir. Kişi ne yapmışsa ve işlediği de suç teşkil eden eylemlerden ise: BİRŞEYLER YAPILIR, hiç endişeniz olmasın.

      Sevgilerimle…

      Düşünce ve araştırmalarınızda başarılar dilerim…

      Cumartesi, 20:13 ·  ·  1
    •  
      Koyuncu Zafer sadik agabi haklisiniz.bu arada size agabi diyorum yanlis anlamayin bey diye hitap edip arada resmiyet olusturmaktansa agabi diye hitap edip daha samimi icten olmayi tercih etmemdendir.sizin ilminize saygim var muhakkak islami acidan yorum bile yapmiyorum zaten ben yapamiyorum yanlis birseyler telafuz edebilirim.ben sadece siradan bir vatandas olarak dusuncelerimi ifade etmek istedim …hani genel olarak gunumuze baktigimizda kadin olarak eger kurtulus savasinda cepheye cephane tasiyan mehmetcik ile sehit olan analarimizdan o anadolu toprak kokan kadinlari dusunursem icim sizliyor ki bu devirde oyle kadin kalmadi …taaa eskilere gitmiyorum dilim varmiyor bile simdiki kadinlardada konu olunca asabim bozuluyor yani….kadin vucudunu acacak tv programlarinda sergileyecek bir nevi tecavuze ugrayacak ve bunu bircok, alanda yapiyorlar kocaya saygi kalmamas kadina saygi kalmamis ama laf siddete gelincede car car mansetlerde milli bayram ilan edilsin….deve sormuslar orguclerin var boynun uzun belin kanbur….deve demiski nerem dogru benim….

      Cumartesi, 21:22 ·  ·  1
    •  
      Koyuncu Zafer ama sadik agabi su yukardaki sordugun soru hala icime bir turlu oturmadi yani uc sik vermissin bence insanlari bu tur sorularla celiskiye dusrmekte dogru deyil madem islami acidan konusulmasi gerek o zaman islami acidanda soruyu karidan degilde haktan dogru cevaplamakta size duser aksi takdirde Allah cc sirk kosmak durumunda olmuyormuyuz….3 secenek ten birini cevaplayip doverim oldururum vs…madem oyle cevabinida verin ki kafamizdan yorum yapip gunaha girmeyelim…

      Cumartesi, 21:28 · 
    •  
      Sadık Türkmen Estğ. biz ne dersek diyelim; insanoğlu ve insankızı her zaman kendisine göre kararını verecektir. Bu da bizi ilgilendirmez. Biz doğru olanı, doğru davranışı ortaya koymak durumundayız.

      Doğru olanı herkes akl-ı selim ile düşündüğünde; VİCDAN MAHKEMESİNE danıştığında kesinlikle bulacaktır.

      Zaten o yanlış şeyleri yaptıklarında, dikkat ederseniz kendilerine sorulduğunda: ÇOK PİŞMANIM, derler…

      Çünkü o işi yaptıkları zaman kızgınlıkla yapmışlardır. İnsana en büyük düşmanlığı yapar İBLİS/ŞEYTAN o fiili süslü göstermiştir.

      Cumartesi, 21:43 ·  ·  1
    • Dünya Kur’an Okuyanlar Topluluğu Derdimiz burada ayetleri sen şöyle manâlandırdın, ben böyle manâlandırıyorum yarışı olmamalı. Birkaç arkadaşımız bu anlamda tartışmaya girmeye çalıştı. O yorumları istemeden sildik; çünkü, konumuz ayetleri nasıl anlamlandırıyoruz değildi. Amacımız kamu vicdanının bu konudaki yani KADININ DÖVÜLMESİ meselesinin gerçeği ne, onu ortaya/açığa çıkarmaktı.

      Yoksa biz erkekler olarak ne mal olduğumuzu biliyoruz.

      Biz pislik toplumun pislik öğretilerini, tecrübelerini almış pislikler içinde bocalayan erkekten milletiz. Kadınlar da kendilerine nasıl şahitlij yapıyorlarsa meseleyi öyle değerlendirsinler.

      Bu anlamda ben kendimi çok iyi tanıdığım için bu tespitleri yapıyorum.

      Bir erkek olarak 13 yıl babam oldu, onu tanıdım az çok.

      Bir bacım var, dolayısıyla eniştemi tanıdım.

      Abilerim var, yengelerimi tanıdım.

      Oğlum var, gelinimi tanıdım.

      Kızım var, damadımı tanıdım.

      Amcalarım, dayılarım, teyzelerim, halalarım var ve onları da eşlerini de tanırım.

      Bunlardan hem erkek ve hem de bayan akrabalarım var.

      Yıllarca da aile sorunlarıyla ilgilendim. Ben ailemle yaşadıklarımdan yola çıkarak kendimi eğitip geliştirdim. Onlarca boşama davalarına gözlem yapmak; sorunları tespit ve çözüm üretmek için katıldım. Ve onlarca aileyi boşamaktan alıkoydum, kendi yaşamımdan misaller vererek.

      Buradaki amacımıc da bu; Allah vicdanlara aykırı emirler vazetmez, gerçeğini açığa çıkarmak içindir.

      Bir misal ile: 5-6 yaşındaki erkek veya kız çocuğunun/yavrumuzun ırzına geçen hasta ruhlu birine 5-10 yıl cezayı nasıl bırakın o yavrularımızın ailelerinin vucdanını kamunun vicdanı asla affetmiyor ve o cezayi uygun bulmuyor: İpte sallandirmalı ki ibret-i alem olsun diye feryat ile toplu eylem yapılır veya o kişiye linç girişimi yapılır. Veya içerde şişlenirler: Adalet sahibi adaleti böylece sağlar ve kamunun içi rahatlar.

      Ben bir gun tutuklanmış ve gece hücremdeyken Gayrettepe’de; iki-üç genci getirdiler. Müthiş işkence ediyorlardı. Polisler dışarda: Bu bilmem ne çocuklarını götürelim ormana enselerine sıkalım diyorlardı. Yapacaklarından değil de işte müthiş kızgındılar: Bu kişiler Ümraniye’de bir öğretmen kızımızla annesinin evine hırsızlık için giriyorlar; annesiyle kızına tecavüz ediyorlar ayrıca…

      İşte bu ve benzeri olaylar kamu vucdanını yaralıyor.

      Kadına attığımız dayak; hangi sebepten olursa olsun, yukarıda bir kardeşimizin dediği gibi yemek hazır olmasın, işte dayak yeme sebebi.

      Peki bu nereden kaynaklanıyor: İslam düşmanı munafıklar Tasavvuf yoluyla kadınları ikinci sınıf yerine koydular. Dayak yiyen bir kadın adam gibi çocuk yetiştirir mi?! Babaya düşman yetiştirirlet genelde. İstisnalar her zaman vardır.

      Bir toplumu yok etmek isterseniz; kadınlarıni ikinci sınıf yapın yeter.

    • Dünya Kur’an Okuyanlar Topluluğu İzninizle, küçük bir ayrıntıya daha değinmek istiyorum; bu ayet ile aslında münafıklar BİRDEN FAZLA HEDEFİ vurmuşlardır.

      Kısaca şu konuya da açıklık getirelim: 

      MEAL SAHİPLERİNİN büyük çoğunluğu: “Kimini kiminden üstün kıldık” diye anlamlandırır. Öyle olunca direk akla gelen; ERKEKLER KADINLARA GÖRE ÜSTÜNDÜR!.. Zaten meallerde de: Erkekler kadınlar üzerine yöneticidirler veya hâkimdirler, diye manâ vermişleridr.

      Biz ise;

      “Çünkü Allah,
      insanların kimini kiminden (kabiliyetçe) farklı kılmıştır” olarak verdik.

      .
      Bu konuyla ilgili bir arkadaşımızın astığı duvar yazısına şu bilgileri geçmiştim.

      Kıymetli kardeşim Ebrar Abanoz şu sözümüzü kendi duvarına asmış; bizi de etiketleyince haberimiz oldu:

      // Ebrar Abanoz:
      Bir toplumu yok etmek isterseniz; kadınlarıni ikinci sınıf yapın yeter… Sadık Türkmen… //

      Bir arkadaşımın yorumlarını da alayım ki, mesele anlaşılsın. Bu yazışmayı almakla şunu söylemek istiyorum: MAALESEF GÜNÜMÜZ GELENEKSEL (ALLAH TARAFINDAN İNDİRİLMİŞ değil İNSANLAR TARAFINDAN UYDURULMUŞ) İSLAM’DAKİ ANLAYIŞ BU!..

      // İsrafil Hatip:

      mahfetmek için de 1. sınıf yapmak yeterli

      3 saat önce · Beğen

      Sadık Türkmen:

      Kadın; Allah Rasûlü dönemi dışında hiçbir yer ve toplumda birinci sınıf yapılmadı (baştacı yapılmadı). 

      Cennet annelerin ayakları altındadır, veciz sözüyle baştacı etti.

      Sonra islamdanmış gibi dini ritüellerle yüzyıllar önce karşımıza çıkan munafık Mutavvıftan insanlar ayetlerin kelime anlamlarını tahrif ederek, kadını şu hallerde dövün büyük bir nifaka imza attılar ve büyük başarılar elde ederek meyvelerini halâ toplarlar. 

      Kadınları bu toplumda Tasavvuf ve Tarikatçılar köle gibi kullanırlar.

      Peygamber adına olmadık sözler uyduranlar da bunlardır: Benim elimde olsaydı kadını erkeğine secde ettirirdim, dedirten de o munafık güçler.

      Kadını; köpek ile bir tutan yine onlar: Abdest köpeğe ve kadına dokunmakla bozulur, diyerek aşağılayan da!..

      Allah Rasülü baştacı ediyor. Münafıklar Peygamber adına sözler iftira ettiler.

      Bugün açık saçıklık ise kadını birinci sınıf ta yapmaz.

      2 saat önce · Beğen

      .
      İsrafil Hatip:

      🙂 sen baya bir dolusun maşallah.

      2 saat önce · Beğen
      .

      Sadık Türkmen:

      🙂 sorma…

      2 saat önce · Beğen

      .
      İsrafil Hatip:

      ama o uydurma dediğiniz hadis gerçek olabilir dikkat edin. herşey mantığınıza yatmak zorunda değil 🙂

      2 saat önce · Beğen
      .

      Sadık Türkmen:

      Allah Rasûlü; Kur’an ile çelişen bir söz sarfetmez… Bizim adımıza endişe etmenize gerek yok, siz kendi adınıza endişeler taşıyın.

      Allah Rasûl: KÖPEK ile KADINI aynı cümlede asla ve kat’a kullanmaz!..

      İkincisi; Allah’ın Kur’an’ında: “Kadınlarınıza dokunduğunuzda gusledin” derken mealen; Meal sahipleri Kur’an’ın güzelliğine uygun bir şekilde dilimize aktarmaya özen göstermişlerdir. Yoksa: Eşinizle cinsel ilişkide bulunduğunuzda” olarak da dillendirilebilirdi.

      İşte bazıları bu anlamdaki dokunmayı, Peygamber’e farklı yorumlattırmışlardır: Elinin eline, başka başka organların kadını birşekilde dokunma olarak algılatarak köpeğe dokunma ile birlikte vermişlerdir… Bu bilinçli bir aşağılama yöntemidir…

      Size iyi günler.

      Sizi bilmediğiniz bir konuda bilgilendirmiş oldum, buraya tartışmak ve tartışmayı sürdürmek için gelmedim.

      Ebrar hanım adımızı koyunca, merak ettim ve okuyunca da sizin yorumunuzu gördüm. Umarım verilen bilgileri akl-ı selim ile değerlendirir faydanıza alırsınız.

      2 saat önce · Beğen

      .
      İsrafil Hatip:

      Bence tevil yapmayı bırakmalısın dostum . O hadiste köpek flan kaynakları da sağlamdır. Sen bir ara o hadısın manasını arastır. Hadı hayırlı aksamlar

      yaklaşık bir saat önce · Beğenmekten Vazgeç · 1

      .
      Sadık Türkmen:

      Tşk. sana da dostum…

      7 dakika önce · Beğen //

      59 dakika önce · 
    • Dünya Kur’an Okuyanlar Topluluğu BU ARAŞTIRMAMIZIN NETİCESİNDE,
      Nisa: 34’ü şöyle meallendirdik:

      .
      Allah’ın adıyla

      «34. ERKEKLER eşlerini koruyup kollasınlar.
      Çünkü Allah,
      insanların kimini kiminden (kabiliyetçe) farklı kılmıştır.
      Erkekler kendi mallarından harcasınlar.
      İyi eşler (Allah’a) itaatkâr olanlardır.
      Allah’ın onları korunaklı yaratması gibi,
      onlar da iffetlerini korusunlar.
      İffetlerine gölge düşüren/düşürülen kadınlarınızı;
      önce güzellikle uyarın,
      sonra yataklarında yalnız bırakın
      veya
      (gerçek aydınlatılıncaya kadar bir süre evden) uzaklaşın!
      Eğer nasihati/uyarıları dikkate alırlarsa,
      artık onların aleyhine başka bir yol aramayın.
      Şüphesiz Allah çok yücedir, çok büyüktür.

      35. Eğer;
      karı-kocanın arasının açılmasından endişe ederseniz,
      erkeğin ailesinden bir hakem,
      kadının ailesinden bir hakem gönderin.
      İki taraf düzeltmek isterlerse,
      Allah da onların uzlaşmasına izin verir.» [NİSA SURESİ’nden]

      .
      Bu şekilde anlamlandırmamızda;

      1) Gerek kadın kendi kendini böyle kötü bir duruma düşürebilir.

      «İffetlerine gölge düşüren/düşürülen kadınlarınızı;»

      ~ Bir erkeğin nikahı altındayken, gözü başka birilerinde olabilir gerçeğinden yola çıkılarak bu kanaate varıldı. Özellikle İNTERNET çıktı çıkalı bırakın bekar kızları, erkekleri; evli kadın ve erkekler bile farklı partnerler ile bu ayette işaret edilen olaylara sebebiyet verebilecek ilişkiler yaşayabiliyorlar. Dolayısıyla günümüzde bu ve benzeri durumda bir sürü kadın darba/eziyete uğramıştır; gerek eşleri ve gerekse kadının babası ve kardeşleri (akrabaları) tarafından

      .
      2) Veya başka birileri tarafından iftiraya uğrayabilir.

      «İffetlerine gölge düşüren/düşürülen kadınlarınızı;»

      ~ Kadın, böyle bir fiil içinde olmayabilir. Kendisini çekemeyen birileri tarafından iftiraya uğratılmış olabilir. Peygamberimizin güzide eşlerinden Hz. Aişe validemizin başına geldiği gibi. Yaklaşık bir ay gibi bir süre, Hz. Peygamber (sav) eşi Aişe’den uzaklaştığı gibi, diğer tüm eşlerinden de uzaklaşarak ayrı yaşamıştır. Daha sonra gerçeğe TEK TANIK OLAN ALLAH; vahyettiği ayetler ile gerçeği açığa çıkarmış ve bu olayın münafıkların bir düzeni olduğunu vurgulamıştır. Bugün de bize; Nisa 35’te HER İKİ AİLE’den bir HAKEM seçilerek böyle bir durumun araştırılması ve gerçeği açığa çıkarılması tavsiye olunmaktadır. (İş hukuka yansımadan önce bu girişimin faydalı olabileceği öngörülmektedir).

      Yukarıdaki katılımları ile bize destek veren herkese; bizim daha detaylı düşünmemize ve araştırmalar yapmamıza vesile oldukları için şükranlarımı sunarım.

      Şimdi yukarıda işaret ettiğimiz gibi, bir de bu yönde AYETLERİ OKUYUP YORUMLARINIZI geçerseniz mutlu olacağımı bilmenizi isterim.

      Selam ve saygılarımızla…

      58 dakika önce · 

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Son Yorumlar