Ne zaman öleceksiniz? Elli yıl sonra mı, yirmi mi, on mu, bugün mü? Son kez kontrole gittiğimde kimse bana bir şey söylemedi. Haberleri dinlerken hep merak ederim… O gün işinden evine giderken yolda trafik kazasında ölen kimse, ailesine onları ne kadar çok sevdiğini söylemiş miydi? İyi bir yaşam sürmüş müydü? Doyasıya sevmiş miydi? Sanırım, kesin olan tek şey, o kimsenin yapılacak işler listesinin hala dolu oluşudur.
İşin doğrusu, daha ne kadar ömrümüz olduğu hakkında hiçbirimizin en küçük bir fikri bile yoktur. Ama ne yazık ki, sanki sonsuza dek yaşayacakmış gibi davranırız. Yapmaya derin bir istek duyduğumuz şeyleri erteler dururuz… Sevdiğimiz insanlara onlara ne çok değer verdiğimizi söylemek, iyi bir dostun ziyaretine gitmek, güzel bir yürüyüş yapmak, maraton koşusuna katılmak, yürekten gelen bir mektup yazmak, çocuğumuzla balığa gitmek, meditasyon yapmayı öğrenmek, daha iyi bir dinleyici olmayı öğrenmek ve bunun gibi nice şeyler… Hareketlerimizi haklı göstermek için süslü püslü gerekçeler üreterek, zamanımızın ve enerjimizin çoğunu hiç de o kadar önemli olmayan şeylere harcarız. Bir çok şeyi yapamayacağımızı öne sürerek kendi yarattığımız sınırlar içinde hapsoluruz.
Bu SİTE’den size her gününüzü sanki bu dünyadaki son gününüzmüş gibi yaşamanızı önererek seslenmek istiyorum.
Lütfen kendinize çok değer verin…
SONUNU DÜŞÜNEREK İŞE BAŞLA’NIN ANLAM VE ÖNEMİ
Tüm dünyanın sahibi ve hakimi olsak ne olacak? Geçmişte kişiler, aileler, toplumlar dünyaya hakim olmadılar mı?
Öyleyse gerçek başarı nedir? Bunun açıklamasını sanıyorum EMERSON’dan almakta fayda var:
“Çok ve sık gül(ümse)mek; çocukların sevgisini ve akıllı insanların saygısını kazanmak; içtenlikli eleştirilerin kıymetini anlamak ve kötü arkadaşların yoldan çıkarma girişimlerine dayanabilmek; güzeli anlamak; başkalarında en iyiyi bulmak; sağlıklı bir çocukla, güzel bir bahçe ya da saygın bir sosyal durumla biraz daha iyi bir dünya bırakabilmek; hatta bir tek kişi bile olsa, birilerinin siz yaşadığınız için daha rahat nefes aldığını öğrenmektir.”
(Ralph Waldo EMERSON)
Burada Sonunu Düşünerek İşe Başla’nın anlamını en iyi izah eden Joseph ADDİSON’un şu sözlerine kulak verelim:
“Yüce insanların mezarlarına baktığım zaman, içimdeki her türlü kıskançlık duygusu ölüyor. Güzel insanların mezar taşlarını okuduğumda, her türlü aşırı istek ölüyor. Bir mezar taşında anne ve babanın ıstırabını okuduğumda, merhametten içim eziliyor. Aynı anne ile babanın mezar taşlarına rastladığımda, kısa bir süre sonra izleyeceğimiz kişiler için yas tutmanın yararsızlığını düşünüyorum. Kralların, kendilerini tahttan indirenlerle birlikte yattığını gördüğümde, yan yana gömülmüş, birbirinin rakibi dehaları ya da yarışmaları ve tartışmalarıyla dünyayı bölen kutsal adamları düşündüğümde insan türünün küçük rekabetleri, bölücülükleri ve tartışmaları bende hem hüzün ve hem de hayret uyandırıyor. Kimi dün, kimi de altı yüzyıl önce ölmüş insanların mezar taşlarını okuduğumda, hepimizin ÇAĞDAŞ sayılacağı ve hep birlikte ortaya çıkacağımız ‘O BÜYÜK GÜNÜ’ düşünüyorum.”
Stephan R. COVEY ise;
“Sonunu düşünerek işe başlamak, varacağınız yeri iyice belirleyerek başlamak demektir. Şu anda bulunduğunuz yeri ve attığınız adımların her zaman doğru yönde olduğunu anlamanız için, nereye gittiğinizi belirlemektir.” diyor.
Daima mutlu olmak; insana, daima insana yapılacak yatırımlarla mümkündür.
Bir cevap yazın