Bilgisizce kendilerine saldıranlara: İyi günler, der geçerler.

Onlar; bilgileri olmayan bir konuda kendilerine saldıranlara:
“Size iyi günler olsun” der geçerler.

 

Öğrenmek için soru soranları biliriz.

Saldırganlık olsun diye soru soranları da biliriz.

Nasıl mı?

Öğrenmek için soran; sorduğu konu ile ilgili cevabı aldığındaki tavrı şöyle olur: “Beni bilgilendirdiğiniz için teşekkür ederim” der veya anlayamadıysa: “Şurasını biraz daha açar mısınız?” der.

Saldırmak, güya sorusuyla bizleri yaralamak için soranlar ise: “Ama bu konuda şu şöyle diyor, bu böyle diyor veya ben bu konuda böyle düşünüyorum” vs. ile başlar söze. İşte bu kişinin niyeti kötüdür. Öğrenmek için değildir sorusunun amacı… Çünkü o sorduğu konuda bilgi sahibidir; kendisine göre de doğru bir bilgiye sahiptir… Amacı sizinle tartışmaktır, kendisini böyle mutlu hisseder. Bu kişi için kaybedecek bir dakikamız bile yoktur… Biz ancak bildiklerimizi iletmekle mükellefizdir. Kişileri ikna etmek, inandırmak gibi bir görevimiz yoktur: Nitekim Peygamberlerin de böyle bir görevi yoktu… Biz Peygamber olan Atalarımızın yolundayızdır, onların izlerini/sünnetlerini izlemekteyizdir…

Eğer kişileri ikna çabası içine girersek onların yolundan sapmış oluruz… Kişi kendisi araştıracak, doğruyu bulacak, düşünecek; doğruyu araştırmak için sorular soracaktır. Yine kendi kararıyla şu doğru, şu yanlış diyebilecektir. Bize düşen de AYETLER ile bu kişilere YOL GÖSTERMEKTİR. Kendimizden hiçbir şey katamayız. Karşımızdaki kişi AYETLERİ düşünecek ve YOLUNU bulacaktır. Öbür türlü olursa; biz meseleleri yorumlarsak BİZİM YORUMUMUZA uyduğu için Allah’a değil, bize teslim; bizim müslümanımız olmuş olacağından bu duruma düşmekten şiddetle kaçınmalıyız.

Ancak ayetler ile yolunu bulan ALLAH’A TESLİM OLMUŞ/ALLAH’IN MÜSLÜMANI olmuş olur…

 

Allah’ın adıyla mealen;

 

«63. ORahmân’ın kulları yeryüzünde mütevazı olarak yürürler.
Cahiller kendilerine lâf attıkları zaman;
“Selâm size!” derler.
64. Onlar Rableri için secde ederek ve kıyamda durarak gecelerler.
65. Onlar şöyle derler:
“Rabbimiz, cehennem azabını bizden uzaklaştır.
Şüphesiz onun azabı, yapışkan bir azap olmuştur.
66. Orası kalacak bir yer ve bir makam olarak ne kötüdür!”» [FURKAN SURESİ’nden]

 

Bu yazı Pazartesi, 20 Haziran 2011, 15:03 tarihinde Hidâyet Rehberimiz Ayetler, Kur'an Çalışmalarımız kategorisi altında yayınlandı. Bu yazıya yapılacak yorumlardan haberdar olmak için RSS 2.0 beslemesini kullanabilirsiniz. Yorum yapma ve pingleme kapalı.